Abraham bir mağazada çalıştı. Bir gün bir müşteriye doğru para üstünü vermediğini fark etti. Kadın çoktan gitmişti. Birkaç mil ötede, kırsal bir bölgede yaşıyordu ve Abraham onu yakında bir daha göremeyeceğini biliyordu. Para miktarı küçük olmasına rağmen, ona ihtiyacı olabileceğinden endişeleniyordu. Ayrıca, kadının parasını bilerek sakladığını düşünmediğinden emin olmak istedi. Dükkan o gün için kapandığında, Abraham parayı iade etmek için birkaç mil yürüdü. Bu durumda ve diğer zamanlarda dikkatli olması nedeniyle arkadaşları ona “Dürüst Abe” derdi. Daha sonra avukat oldu, sonra hükümete dahil oldu. Dürüstlüğüne saygı duyuldu ve sonunda Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak görev yaptı.
Tanrı'nın Doğası
Kutsal Kitap bize Tanrı'nın yalan söyleyemeyeceğini söyler (Titus 1:2, İbraniler 6:18). Onun doğası her zaman tutarlı ve değişmezdir (Yakup 1:17). Tanrı sadece bir avantaj sağladığında doğruyu söylemez. İyi sonuçlar almak için yalan söylemez. Tanrı Sözü'nün kesinlikle doğru ve güvenilir olduğuna güvenebiliriz. O'nun gerçeği bize güvenlik sağlar (Mezmur 40:11, 91:4).
► Her zaman doğruyu söyleyeceğine güvenmeseydiniz, Tanrı ile ilişkiniz nasıl etkilenirdi?
Tanrı ile ilişkimiz için hakikatın ne kadar önemli olduğunu bir düşünün. Tanrı bizi kendimizi tamamen ona adamaya çağırıyor. Ona tamamen güvenmeseydik, bunu yapamazdık.
Tanrı'nın Hakikat Standardı
Tanrı her zaman doğruyu söylememizi ister. Yalan söyleyen, Tanrı'nın gözünde doğru değildir (Süleymanın Özdeyişleri 12:17).
Bazen insanlar mahkemede dava kazanmak için yalanları kullanırlar. Parası olan insanlar, başkalarından mal almak için yalanları kabul etmesi için bir yargıca para ödeyebilir (Yakup 2:6). Zengin insanlar adaletten kaçarlar ve yalanlar uydurmak için rüşvet vererek masum insanları mahkûm ederler (Yakup 5:1,6).
Davanızı haklı görseniz bile yalan yere şahitlik etmek günahtır. Kutsal Kitap yalancı tanıkları mahkûm eder ve istisnalara izin vermez (Cikis 20:16, Suleymanin Ozdeyisleri 6:16-19, 14:25, 19:5, 9). Pek çok insan, yalan iyi bir sonuç verirse ve zarar vermezse yalan söyleyebileceklerini düşünür, ancak Kutsal Kitap bize bu seçeneği sunmaz. Kutsal Yazılarda yalan söylememiz gereken zamanlar olduğu asla söylenmez.
Hristiyanlar istisnasız gerçeği konuşmalıdır. Gerçek, ilişkilerimiz için çok önemlidir.
Efesliler 4:15, ruhsal olgunluğa ulaşmak için hakikatı konuşmanın gerekli olduğunu söyler.
Koloseliler 3:9, yalan söylemenin bir kenara attığımız günahlı yaşamın bir parçası olduğunu söyler.
Tanrı yalancıları yargılayacak ve mahkum edecektir. Yalancılar, Tanrı'nın yasası tarafından mahkûm edilen korkunç günahkârlar listesine dahil edilir (1 Timoteos 1:10, Vahiy 22:15). Bütün yalancılar ateş gölüne atılacak (Vahiy 21:8). Yalancılar Tanrı'nın şehrine girmeyecek (Vahiy 21:27).
Gerçeği İş ve İlişkilere Uygulamak
► Bir öğrenci, grup için Süleymanın Özdeyişleri 11:1'i okumalı.
Bu ayet, meyve, sebze veya et gibi bir şeyi ağırlıkça ölcüp satmak için kullanılan terazilerden bahsediyor. Bazen insanlar fazladan para almak için yanlış ağırlık ölçecek şekilde tasarlanmış terazilere sahiptir. Bu ayet, Tanrı'nın sahtekârlıktan nefret ettiğini söylüyor.
Bir kimsenin, bir şeyi, durumu hakkında yalan söyleyerek veya kusurlarını gizleyerek satması yanlıştır. Bir şeyi daha yüksek fiyata satmak için ne kadar ödediğinizi söylerken yalan söylemek yanlıştır.
Bir kişinin para ödememek için gerçek olmayan bir şeye imza atması doğru değildir. Bir kimsenin kâr için insanları aldatması için işverenine yardım etmesi doğru değildir.
► Gözlemlediğiniz sahtekârlıkların çeşitli biçimleri nelerdir?
Kutsal Kitap, kötü insanların ödünç alıp geri ödemediklerini söyler (Mezmur 37:21, Süleymanın Özdeyişleri 3:28). Bazı insanlar borç aldıktan sonra borçlarını ödeme zorunluluğu hissetmezler. Kutsal Kitap, borçlu olduğumuz şeyi başkalarına vermeyi atlamayacağımızdan emin olmamız gerektiğini söyler (Romalılar 13:7-8).
Dürüstlük, sözlerinizi ve taahhütlerinizi yerine getirmeniz anlamına gelir. Mezmur 15, Tanrı ile iyi bir ilişki içinde olan kişiyi tanımlar. O’nun bir özelliği, söz vermesi ve ona pahalıya mal olsada sözünü tutmasıdır (Mezmur 15:4).
Bir kişinin kendisini işe almış biri için gerektiği gibi çalışmaması dürüstlük değildir (Efesliler 6:5-6).
Bir işçinin işvereninden bir şeyler çalması yanlıştır (Titus 2:9-10).
Bir şeyin gerçekten olduğundan daha pahalıya mal olduğunu söylemek için sahte makbuzlar vermek yanlıştır. Bir çalışanın veya acentenin, paranın bir kısmını elinde tutabilmesi için bir şeyin fiyatı hakkında yalan söylemesi yanlıştır.
Bir işverenin işçilerden vaat edilen ücretleri alıkoyması yanlıştır (Yakup 5:4).
Başka birinin yanlışlıkla yanlış yere koyduğu bir şeyi saklamak yanlıştır. Mümkünse onu sahibine geri vermelisiniz (Yasanın Tekrarı 22:1).
Bir başkasının kaynaklarını (işveren veya hizmet gibi) yönetiyorsanız, size izin verilmemişse parayı veya başka şeyleri kendiniz için kullanmanız yanlıştır.
Dürüstlüğe Karşı Kültürel Meydan Okumanın Bir Örneği
Bazı topluluklarda insanlar bir şefin gözetimi altında yaşarlar. Halk şefe sadıktır ve şefin her ihtiyaç anında onlara yardım etmesi beklenir. Bu topluluklarda çoğu insanın çok fazla kişisel mülkiyeti yoktur. Toprak gibi en önemli kaynaklar topluluğa aittir. Liderlerin kaynakları herkesin yararına yönetmesi beklenir. Bir kişi ihtiyacı olduğunda, toplumun kaynaklarından ihtiyacı olanı almaya hakkı olduğunu hisseder.
Erol bir orman köyünde doğdu. Ailesi ve çevrelerindeki aileler, köye ait arazide yiyecek yetiştirlerdi. Ormandan kaynaklar buldular. Hiçbirinin kişisel arazisi yoktu, evlerinin bulunduğu yerlerde bile. Aileler sorunları olduğunda birbirlerine yardım ettiler. Muhtar, köyün babası gibiydi. İnsanlar onun ihtiyaçları karşılamasını bekliyorlardı.
Erol genç bir adam olduğunda kereste kütükleri kesen bir şirkette iş buldu. Çalışma alanının yakınında yaşamak için köyü terk etti. Her ay maaş alıyordu. Bazen yeterli yiyeceğe sahip değildi çünkü maaşını bütçelemeye alışık değildi. Patronun ona yiyecek sağlamasını bekledi ve patron, maaşıyla her şeyi satın almanın Erol'un kendi sorumluluğunda olduğunu söylediğinde şaşırdı. Erol'un kız kardeşinin doktora ihtiyacı olduğunda, Erol patrondan onun için para istedi. Patron yardım etmeyince Erol sinirlendi. Erol, patronun sorunlarına yardım etmesi gerektiğini düşünuyordu, ancak patron, maaşı Erol’a vermenin kendisinin tek sorumluluğunu olduğunu söyledi. Erol işten ayrılırken, patronun ona yeterince yardım etmediğini hissettiğinden köye götürmek için bazı aletleri çaldı.
Erol daha sonra karısı ve çocuğuyla birlikte şehre taşındı ve büyük bir bakkalda iş buldu. Erol patronundan çocuğunun okul ücretini ödemesini istedi ama patron ödemedi. Bazen Erol'un ailesinin ihtiyaç duyduğu her şeyi alacak kadar parası olmuyordu. Yiyecek satan bir dükkanda çalıştığı için, marketten ailesine yiyecek götürmesine izin verilmesi gerektiğini düşündü. Patronun kabul etmeyeceğini biliyordu, bu yüzden gizlice yiyecek aldı.
Bazı işçiler, işverenin taahhüdünün sınırlarını anlamıyor. İşverenin tüm ihtiyaçlarından sorumlu olduğunu düşünüyorlar. İşlerinden aldıkları ücretin yanı sıra ondan pek çok yardım istiyorlar. Işveren onlara ihtiyaç duydukları şeyi vermezse, çalmak konusunda kendilerini haklı hissediyorlar çünkü ihtiyaçları olan şeyleri işverenin kendilerine borçlu olduğunu düşünüyorlar.
► Bir öğrenci grup için Titus 2:9-14'ü okumalıdır.
Bu ayetler bize bir işçinin işvereninden çalmaması gerektiğini söyler. 10. ayet dürüstlüğün Mesih'in öğretişini çekici kıldığını anlatır. Daha sonraki ayetler, bir kişinin lütufla değistiği takdirde yaşayacagı hayatı tanımlar.
Güvenilirlik
Dürüstlük sadece para ve mal ile ilgili değildir.
İskender, ortağına sabah 8:00'de onunla buluşacağına söz verdi. Ancak geç yattı ve kahvaltı yapmak için zaman harcadı ve bir saatten fazla gecikti. Ortağına, şoförün onu almaya geç geldiğini söyledi. Ortak şaşırmadı. İskender'in tüm arkadaşları onun taahhütlerini asla yerine getirmediğini bilirdi.
İskender iki şekilde dürüst değildi:
1. Verdiği sözü tutmadı.
2. Neden geciktiği konusunda yalan söyledi.
Bir iş yapacağınızı ya da bir yerde olacağınızı söylediğinizde insanlar size inanır mı? Bunu yapacağınızı söylediğinizde kendinize inanıyor musunuz? Bir şeye söz verdiğinizde, onu yerine getirmek için gerekli çabayı da göstereceğinize de söz vermiş olursunuz. Bir şeye söz vermek ve sonra sözünü tutmak için hiçbir çaba göstermemek yanlıştır.
Sözünüzu tutamazsanız, özür dilemelisiniz. Başarısız olmanızın nedeni hakkında yalan söylememelisiniz.
Hatalarınız için organizasyonunuzdaki başkalarını suçlamak yanlıştır. Hatalarınız hakkında yalan söyleyeceğinizi bilirlerse ekibiniz size güvenmeyecektir.
Güvenilir bir lider, insanlara doğru olmayan şeyleri anlatarak kendi fikrini takip etmelerini sağlamaz. Stephen Covey, “Liderlik, güven uyandıran bir şekilde sonuç almaktır” diye yazar.[1]
[1]Stephen M. R. Covey.The Speed of Trust: The One Thing That Changes Everything.(New York: Free Press, 2006).
İlişki Faktörü
Birçok kisi, arkadaşlarına veya akrabalarına yalan söylemenin yanlış olduğuna inanır, ancak diğer katagorilerdeki insanlara yalan söylemenin sakıncası yoktur. Bazı insanlar, kendilerine daha fazla ödenmesini hak ettiklerini düşündükleri için işverenlerinden para veya malzeme çalarlar. Bazı insanlar zengin insanlardan, özellikle de zengin yabancılardan çalar. Bazı insanlar, farklı bir etnik grup veya sosyal sınıftan kişilere haksız işlemler yapar.
İsa, komşumuzu kendimiz gibi sevmemiz gerektiğini söyledi. Bir avukatın İsa'ya sorduğu soruyu hatırlıyor musunuz? "Komşum kim?" (Luka 10:29). Avukat, İsa'nın sevmemiz gereken insan kategorisini belirlemesini istedi. İsa, “İyi Samiriyeli” öyküsünü anlattı. Hikaye, ilk kez tanışan farklı etnik kökenlerden iki kişi hakkındaydı. Daha önce hiçbir ilişkileri yoktu ve etnik grupları arasında çatışma vardı. Samiriyeli, hiçbir şekilde ilişki kurmaya mecbur olmasada muhtaç adama yardım etti. İsa'nın bu hikayeyle açıkladığı noktalardan biri, hiç kimsenin sevgimizin dışında kalmaması gerektiğidir.
Kimin dürüstlüğümüzu hak ettiğine karar vermemeliyiz. Sadece seçilmiş insanlara karşı dürüst olmamalıyız. Sahtekârlığımızın bir kişiye zarar vermeyeceğini düşünsek bile, dürüst bir kişi olarak Tanrı'yı memnun etmek isteriz (Elçilerin İşleri 24:16, Ve Filipililer 1:10, 2 Korintliler 5:9).
Ne tür bir insan olmak istiyorsunuz? Tanrı sizin nasıl bir insan olmanızı istiyor? Birisi nezaketinizi hak etmeyebilir, ancak Tanrı sizin nazik bir insan olmanızı istiyor. Birisi dürüstlüğünü hak etmeyebilir, ama Tanrı dürüst bir insan olmanızı istiyor. Birisi sizin sevginizi hak etmeyebilir, ama siz Onu hak etmediğinizde Tanrı sizi sevdi ve Tanrı sizin sevgi dolu bir insan olmanızı istiyor.
► Öğrenciler grup için 1 Petrus 2:21-23 ve 3:8-12'yi okumalıdır.
Başkalarının karakterinin sizin karakterinizi belirlemesine izin vermeyin. Bir kişi size yalan söyleyebilir ama siz yalancı olmamalısınız. Bir kişi sizden çalabilir, ancak hırsız olmamalısınız. Bir insan size kaba davranabilir ama siz saygı duyulan biri olmalısınız.
Hayattan Örnekler
Bu bölümdeki örneklerin tamamı gerçek vakalardır, ancak isimler ve detaylar değiştirilmiştir. Hırsızlık, yalan söyleme veya her ikisinden örneklerdir.
Öğrencilerin her örnekte ne olduğunu anladığından emin olun. Öğrencilerden örnekteki eylemin neden yanlış olduğunu açıklamalarını isteyin.
1. Mustafa bir fabrikada çalıştı. Fabrikanın bu eksikleri karşıladığını bildiği için sık sık oradan kendi evine temizlik malzemeleri, aletler ve küçük eşyalar alıp getirirdi.
2. Ramazan, büyük bir şirkette kamyon şoförüydü. Bazen şirket kamyonunu sürerken yolun kenarında “Dizel alıyoruz” yazan bir levha görürdu. Bazen durup onlara kamyondan küçük bir miktar dizel yakıt sattı, şirketin küçük bir miktar alındığını bilmeyeceğini düşünerek.
3. Hatice'nın çalıştığı ofis için bilgisayar ekipmanı satın almasına güvenilirdi. Paranın bir kısmını elinde tutabilmek için mağazadaki satıcıya daha yüksek satın alma fiyatlarını gösteren makbuzlar yazması için rüşvet verdi.
4. Büyük bir şehirde bir parkta, yanmış ampuller satan bir adam var. Onları satın alan insanlar çalışmadıklarını biliyorlardı. Ofislerine götürmek için satın alıyorlar. Daha sonra yanmış ampullerle değiştirerek ofislerinden iyi ampuller çalarlar.
5. Mehmet bir okul müdürüydü. Bir gün bir öğrencinin babası ona geldi ve oğlunun cebirden iyi bir not almasını istedi. Mehmet'e para verdi. Mehmet, cebir öğretmenine öğrenciye iyi bir not vermesini emretti.
6. Onur bir üniversite profesörüydü. Onun maaşı azdı. Sınıfına, sınavın çok zor olacağını ve hiçbir öğrencinin ondan cevapların yazılı olduğu bir sayfayı satın almadan, sınavdan geçemeyeceğini söyledi.
7. Mehmet bir devlet okulunun müdürüydü. Bir gün bir misyon organizasyonunda çalışan bir arkadaşı olan Umut, misyonun okul binasında ki bazı odaları kiralayıp kiralayamayacağını sordu. Mehmet bir fiyat verdi ve Umut her ay Mehmet için parayı getirdi. Mehmet parayı sakladı ve geliri asla bildirmedi.
8. Umut, sınıflar için yer kiralaması gereken bir görevde çalışıyordu. Umut, bir okul müdürü olan arkadaşı Mehmet'e gitti. Kira için bir fiyatta anlaştılar, ardından Umut misyona daha yüksek bir miktar söyledi. Umut her ay parayı Mehmet'e teslim etti, ancak ekstra miktarı kendine sakladı.
9. Hakan, yeni bir binaya ihtiyaç duyan bir hizmette çalışıyordu. Hizmet, Hakan'a kendileri için inşa edecek bir inşaat şirketi bulmasını söyledi. Hakan AlAbirkaç inşaat şirketiyle görüştü. En iyi fiyatı verecek firmayı seçmek yerine, hizmetten aldıkları paranın bir kısmını kendisine vermeyi vaat eden firmayı seçti.
10. Murat'ın arabasının ruhsatını alması gerekiyordu, ancak bazı ışıklar çalışmadığı için muayeneden geçemeyeceğini biliyordu. Arabasını ehliyet dairesine götürdü ve arabalarını muayene ettirmek ve ruhsatlandırmak için bekleyen uzun bir insan kuyruğu gördü. Kapının yanındaki bir adam, herhangi bir inceleme yapmadan, bir fiyata onun için ruhsatı alabileceğini söyledi. Murat bedelini ödedi ve çok geçmeden ehliyetiyle evine dönüyordu.
11. Arda arabasını park yerinden almaya geldi. Otopark görevlisi ona park ücretini söyledi. Arda, görevliye daha az verdi, ancak başka bir müşteriye vermek için park biletini saklamasına izin verdi, böylece görevli Arda'nın ödediği parayı kendisine alabilirdi.
12. Ayşe test için yeterince çalışmadı. Sınıfa geldiğinde iyi bir öğrenci olan bir arkadaşının yanına oturdu, böylece arkadaşının testinden cevapları kopyalayabilirdi.
13. İbrahim, büyük bir devlet çiftliği için toprağı süren bir traktör kullanırdı. Işi erken bitirmek istedi. Derin kazmasın diye sabanı kaldırdı ve bu şekilde traktörü daha hızlı sürebildi. Tarla hazır görünüyordu, ancak düzgün bir şekilde sürülmediği için iyi bir ürün yetişmedi.
14. Pastor Ozan bir misyon tarafından bir kiliseye pastorluk yapmak üzere gönderildi. Misyon ona aylık maaş gönderdi. Pastor Ozan, kilisenin kendisine de ödeme yapmasını istediğinden, kilisesinin insanlarına misyonun kendisini desteklemediğini söyledi.
15. Ebru'nun evine bir hırsız girdi ve para çaldı. Arkadaşlarına bunu anlattığında, hırsızın başka şeyler de aldığını söyledi, ama hırsız almamıştı. Arkadaşları ona sempati duydu ve hırsızın çaldığını düşündükleri şeyleri yerine koyması için ona para verdi.
16. Berkan küçük bir köyün reisiydi. Aynı zamanda köy kilisesinde liderdi. Halkı ilkel, eğitimsiz ve fakirdi ama köyde çok fazla toprak vardı. Şehirden işadamları tarım projeleri için arazi satın almak istedi. Berkan köydeki tüm araziyi sattı ve parayı şehirde kendisine bir ev inşa etmek için kullandı.
17. Yeni Doğuş Kilisesi her yıl bir anneyi “Yılın Annesi” olarak onurlandırmak için seçer. Özlem'i iyi bir anne örneği olduğu için değil, kiliseye bağışta bulunacağını bildikleri için seçtiler. Onu onurlandırdıktan sonra, Özlem kiliseye, mülk için yeni kapılar satın alması için para bağışladı. Ertesi yıl kilise, Özlem'i başka bir şehre taşınmış olmasına rağmen tekrar “Yılın Annesi” olarak seçmeye karar verdi.
18. Oğuz bir hizmetin şoförüydü. Her akşam hizmet arabasını alıp güvenli bir yere park ederdi. Bazen arabayı park etmeden önce arabayı, kendi müşterileri için yolcu veya kargo taşımak için kullanırdı.
Ulusal Sahtekarlık Trajedisi
Bu hikaye kurgusaldır, ancak birçok yerde olan seyleri anlatır.
Borol kentindeki Hristiyanlar, komşu ilçede yoksulluk içinde yaşayan büyük bir insan topluluğu olduğunu öğrendi. Bu ilçenin halkı İbanese adlı bir etnik gruba mensuptu. İban halkı nesiller boyunca çok fazla tıbbi bakıma veya eğitime erişimi olmayan ilkel evlerde yaşamıştı. Birçoğunun yeterli yiyeceği yoktu ve bazıları açlıktan ölüyordu.
Borol Hristiyanları, İbalılara yardım etmek için para vermeye başladılar. Bağış istemek için diğer ilçelerdeki kiliselere temsilciler gönderdiler.
Borol Hristiyanları, İbalılara kamyonlar dolusu yiyecek göndermeye başladı. Yiyecekleri dağıtmak için İbalı kilise liderlerine güveniyorlardı.
İbalı liderler, yiyecekleri halka satmak için pazarlar kurdular. Sadece parası olanlar yiyecek satın alabilirdi, bu yüzden yiyeceklerin hiçbiri açlık çeken insanlara ulaşmadı. Kilise liderleri ve arkadaşları kârı elinde tuttu. Yiyeceklerin bir kısmı, insanların daha fazla ödeyebileceği başka bir ilçeye satılmak üzere gönderildi.
Borol Hristiyanları, yiyeceğin en çok ihtiyacı olan insanlara ücretsiz verilmesi konusunda ısrar ettiler. İbalı kilise liderleri dağıtım için şoförlü kamyon kiralamayı ve insanlara yardım etmeleri için ödeme yapmayı içeren bir bütçe geliştirdi. Fiyatları normal fiyatlardan yüksek gösterdiler ve fazla parayı tuttular. Borol Hristiyanları harcama raporları istediğinde, İbalılar yanlış raporlar yazdı.
Borol Hristiyanları dürüst olmayan eylemleri keşfettiklerinde, hüsrana uğradılar ve cesaretleri kırıldı. Kendilerine yardım edecek başka İbanlı liderler bulmaya çalıştılar ama aynı sorunları yaşadılar. Birçok Borol Hristiyanı vermeyi bıraktı. Bazıları vermeye devam etti. Borol desteği sayesinde birkaç İbalı papaz çok geçmeden arabalara ve güzel evlere sahip oldu. Diğer papazlar onları kıskandı ve Borol bağışçılarıyla bağlantı kurmayı diledi. Uzak bölgelerdeki aç insanların çoğu hiç yardım almadı.
Kapanış Örneği
Warren Buffet, Berkshire Hathaway adlı bir şirketin CEO'suydu. Walmart'a ait olan McLane Distribution adlı bir şirketi satın almak istedi. Satın alma 23 milyar dolar değerindeydi. Normalde bu satın alma, alıcının her şeyi kontrol edebilmesi için aylarca denetim gerektirir. Buffet, Walmart'ın liderleriyle bir araya geldi ve tek görüşmede anlaşma sağlandı. Mülklerin ve diğer varlıkların iyi olduğundan emin olmak için kimseyi göndermedi. Daha sonra, "Her şeyin tam olarak Walmart'ın dediği gibi olacağını biliyorduk ve oldu" dedi. Bu muazzam anlaşma, liderler birbirine güvendiği için çabucak tamamlandı.[1]
Şimdi önceki resimlerde anlatılan insanları düşünün. Hiçbiri böyle bir anlaşma yapamazdı çünkü güvenilir değillerdi. Her şeyin denetlenmesi gerekecekti, bu da çok zaman ve masrafa mal olacaktı.
[1]Stephen M. R. Covey. The Speed of Trust: The One Thing That Changes Everything. (New York: Free Press, 2006), 15
Grup Paylaşımı İçin
► Sizin kültürünüzde insanların kaçınması zor olan bazı dürüst olmayan uygulamalar nelerdir?
► Değiştirmeniz gereken bir uygulama nedir?
Dua
Göksel Baba,
Doğruluk ve gerçeğin Tanrısı olduğun için seni överiz. Bizimle olan ilişkilerinizde her zaman dürüst olduğunuz için teşekkür ederiz.
Bizim için sahip olduğunuz dürüstlük standardına uymamıza yardımcı olun. Dürüstlük ilkelerini söylediğimiz ve yaptığımız her şeye uygulamamıza yardım edin.
Bize sağlayan ve rehberlik eden Babamız olduğun için teşekkür ederiz. Bizimle ilgileneceğinize güvenmek istiyoruz.
Amin
Ders 10 Ödevler
(1) Aşağıdakilerin her biri hakkında bir paragraf yazın:
Tanrı'nın karakteri (gerçek) ile Tanrı'nın bizim için standardı (dürüstlük) arasındaki ilişkiyi açıklayın. Tanrı'nın neden söylediklerimizde ve tüm ilişkilerimizde dürüst olmamızı istediğini açıklayın.
Kutsal Kitabın dürüstlük hakkında söylediklerini özetleyin. Özetinizde en az üç Kutsal Ayet kullanın.
Sahtekârlığın/dürüstlüğün başkalarıyla olan ilişkilerimizi etkileyen en az dört şeklini açıklayın.
(2) Kendi kültürünüzdeki bir grup insanla dürüstlük hakkında paylaşabileceğiniz İncil'e uygun bir sunum hazırlayın. Dürüstlükle ilgili Tanrı'nın standardını açıklayan Incil’deki esasları gösterin ve sonra onu belirli durumlara uygulayın.
SGC exists to equip rising Christian leaders around the world by providing free, high-quality theological resources. We gladly grant permission for you to print and distribute our courses under these simple guidelines:
No Changes – Course content must not be altered in any way.
No Profit Sales – Printed copies may not be sold for profit.
Free Use for Ministry – Churches, schools, and other training ministries may freely print and distribute copies—even if they charge tuition.
No Unauthorized Translations – Please contact us before translating any course into another language.
All materials remain the copyrighted property of Shepherds Global Classroom. We simply ask that you honor the integrity of the content and mission.