Ders 12 Gözden Geçirme
Sınıf liderine not: Ders 12'de öğrenilen kişisel disiplin alanlarını gözden geçirin. Öğrencilere Ders 12'den paylaşacakları kişisel duaları olup olmadığını sorun.
Search through all lessons and sections in this course
Searching...
No results found
No matches for ""
Try different keywords or check your spelling
38 min read
by Tim Keep
Sınıf liderine not: Ders 12'de öğrenilen kişisel disiplin alanlarını gözden geçirin. Öğrencilere Ders 12'den paylaşacakları kişisel duaları olup olmadığını sorun.
Bu dersin sonunda öğrenci:
(1) Acı çekmeyle ilgili önemli kutsal metinleri öğrenir.
(2) Tanrı’nın acılara izin vermekteki temel amacını bilir.
(3) Acı çekmenin faydalarını anlar.
(4) Refah teolojisinin bazı temel hatalarını ifade edebilir.
Weisheng
Weisheng[1], Tanrı'nın müjdeyi ağırlıklı olarak Budist kökenli öğrencilere ulaştırmak için kullandığı bir arkadaşım. Yaptığı iş zor ve tehlikeli olsa da Rab onunla canlar kazanıyor. Ancak Weisheng mevsimsel olarak şiddetli depresyon geçiriyor. Onu ziyarete gittiğim günlerden birinde bundan bahsetti: "Bazen zihnim o kadar karanlık oluyor ki, birkaç günü Rab'bin yanında yalnız geçirmek zorunda kalıyorum" dedi. “Karımdan bana sadece basit yiyecekler getirmesini rica ediyorum; ve tek başıma odamda kutsal yazıları okuyorum ve karanlık kalkana kadar dua ediyorum. Bu mevsimler çok zor olmasına rağmen onları hiçbir şeye değişmem; çünkü bu mevsimlerde İsa benim için çok değerli oldu!”
Hristiyan Bir Çift
Tanıdığım genç bir Hristiyan çift, birkaç yıldır bir çocuk sahibi olmak için içtenlikle dua ediyor, ancak Tanrı onların bu isteğini yerine getirmeyi seçmedi. Kalpleri kırık. Ancak çevrelerindeki insanlar, Rab'bin onların acıları aracılığıyla ruhsal yaşamlarını derinleştirdiğini fark ediyorlar.
Jesse
Oğlumuz Jesse 2001 yılında kanser nedeniyle kör olduğunda çok huysuz bir küçük çocuk haline geldi, ta ki İsa bir anda onun kalbini güçlü bir şekilde iyileştirinceye kadar[2]. Bu deneyim sayesinde Becky ve ben en büyük iyileşmenin bedenin değil, kalbin iyileşmesinde olduğunu öğrendik.
Charles Spurgeon
İngiltere'de "vaizlerin prensi" olarak bilinen Charles Spurgeon sıklıkla depresyondan acı çekti. Ama bir keresinde şöyle demişti: "Beni Çağların Kayası'na (Kaya gibi olan Tanrıya) fırlatan dalgayı öpmeyi öğrendim."
Bu hayattan anlık görüntüler, acı çekmenin bizi Mesih'e yaklaştıran ve O'nun benzeyişine dönüştüren gücünü gösteriyor.
► Belki grubunuzda, acı çekmenin, Mesih'in yaşamının içlerinde gelişmesine nasıl yardımcı olduğunu paylaşmak isteyen biri vardır.
Mesih'in benzeyişine dönüşmek acı çekmeyi gerektirir. Acı çekmekten en iyi şekilde yararlanmak için, buna ilişkin Kutsal Kitap'a uygun bir anlayış geliştirmemiz gerekir.
Acı çekmek tüm Hristiyanların gerçeğidir. Petrus, acı çeken Hristiyanlara şu sözleri yazdı: “Bunun için, Tanrı'nın isteği uyarınca acı çekenler, iyilik ederek canlarını güvenilir Yaradan'a emanet etsinler” (1. Petrus 4:19).
İnananlar olarak dünyaya iki pencereden bakıyoruz. İlk mercekten dünyayı olması gerektiği ve bir gün Mesih'in görkemli zaferi sayesinde olacağı gibi görüyoruz. İman sayesinde çatışmanın, çürümenin, acının ve ölümün olmadığı bir dünya görüyoruz; tamamen kurtarılmış ve onarılmış bir dünya; çürümeden arınmış ve tamamen yenilenmiş bir dünya; mükemmel sevginin, güzelliğin, doğruluğun ve barışın olduğu bir dünya.
Kanım şu ki, bu anın acıları, gözümüzün önüne serilecek yücelikle karşılaştırılmaya değmez. Yaratılış, Tanrı çocuklarının ortaya çıkmasını büyük özlemle bekliyor (Romalılar 8:18-19).
İkinci mercekten, dünyayı şimdiki haliyle görüyoruz; tüm yaratılışın nihai kurtuluşu beklerken inleyen bir dünya. Pavlus, Roma'da acı ve zulümle karşı karşıya kalan Hristiyanlara şu sözleri yazdı:
Bütün yaratılışın şu ana dek birlikte inleyip doğum ağrısı çektiğini biliyoruz. Yalnız yaratılış değil, biz de –evet Ruh'un turfandasına sahip olan bizler de– evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtulmasını özlemle bekleyerek içimizden inliyoruz (Romalılar 8:22-23).
Yalnızca ilk mercekten bakıp ikinciyi kabul etmeyi reddedenler, dünyanın çarpık bir imajını çizecek ve müjdenin asla amaçlamadığı beklentiler yaratacaklar. İsa oğullarına ve kızlarına sorunsuz bir yaşam vaat etmiyor. Aslında o şunu vaat etti: “Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” (Yuhanna 16:33).
Eyüp'ün sözde "tesellicileri", Tanrı'nın her zaman doğruları sağlık, zenginlik ve refahla bereketlediğini ve acı çekmenin O'nun kötülüğe karşı hükmü olduğunu defalarca beyan ederler. Eyüp derin acılar içinde olduğundan, bu teolojiye göre varılan tek sonuç Eyüp'ün kötü olduğuydu.
Eyüp'ün hikayesi, gerçek refahın acıyı da içerdiğini kanıtlıyor. Hristiyan liderler bazen Eyüp'ün arkadaşlarının yaptığı gibi Tanrı'nın Sözünü çarpıtmaktan suçludurlar. Bir keresinde, gelişmekte olan bir ülkede çok yoksul pastörler ve kilise üyelerinden oluşan bir toplantıda sahtekâr bir ibadet liderinin finansal "Refah!" ilan ettiğini duymuştum. Bu beni kızdırdı çünkü bu pastörlerin gerçek refahın bir parçası olarak katlanmak zorunda kaldıkları acılara izin vermiyordu. Bu dünya tamamen kurtarılmadığından, sadık Hristiyanlar da çoğu kez kötülerle birlikte acı çekiyor.
Kutsal yazılar, tüm yaratılışın, doğum yapan bir kadın gibi inlediğini ve Ruh'ta yaşamanın tadını çıkaranların bile ağlamak için nedenleri olduğunu bildirir. Evlat edinme Ruhu'nu bilenler, Tanrı'yı sevgi dolu Baba olarak tanıyanlar, düşmüş bir dünyada yaşamanın acısından muaf değildirler. Bu dünyevi bedenlerdeki yaşam dışarıdan daha kolay olmayabilir. Bize daha iyi koşullar vaat edilmiyor, ancak Mesih'e iman yoluyla içsel gelişme vaat ediliyor. “Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor” (2. Korintliler 4:16).
Acı konusunda dengeli ve Kutsal Kitap'a uygun bir bakış açısı oluşturmamız gerekiyor.
Nitekim bunun için çağrıldınız. Mesih, izinden gidesiniz diye uğrunuza acı çekerek size örnek oldu (1. Petrus 2:21).
İsa'nın öğrencisi olmanın anlamının bir kısmı da acı çekmektir. Bunun için çağrıldık. Elçi Pavlus, İsa'yı daha fazla tanımak uğruna acı çekmeyi tamamen benimsedi. O şöyle yazdı:
Dahası var, uğruna her şeyi yitirdiğim Rabbim İsa Mesih'i tanımanın üstün değeri yanında her şeyi zarar sayıyorum, süprüntü sayıyorum (Filipililer 3:8).
Acı, bizimkinde de olacağı gibi Pavlus'un hayatında da birçok farklı biçime büründü. O, Tanrı'nın onu kurtarmadığı “bedende bir dikeni” (2. Korintliler 12:7) tecrübe etti. Zulme, terk edilmeye, hapse, yalnızlığa, fiziksel rahatsızlığa, yoksulluğa, korkuya, hizmetlerin baskılarına ve günlük yaşamın zorluklarına maruz kaldı. Ama her şeye rağmen Tanrı, Pavlus'u kendisiyle daha derin bir paydaşlığa getiriyordu.
Romalılar 8'de Pavlus, Mesih'in gelişini ve nihai kurtuluşu beklerken tüm yaratılışın şu anda katlanmakta olduğu iniltilerden ve doğum sancılarından bahsettikten sonra, bizi şu gerçekle cesaretlendiriyor: "Tanrı'nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz” (Romalılar 8:28).
Peki Tanrı’nın amacı ne? “Çünkü Tanrı önceden bildiği kişileri Oğlu'nun benzerliğine dönüştürmek üzere önceden belirledi” (Romalılar 8:29). Tanrı'nın acı çekmemiz hakkında bir amacı vardır ve bu, Tanrı'nın benzerliği olan Mesih'in görüntüsünü içimizde yeniden canlandırmaktır.
Bu derste bahsettiğimiz İsa'nın erdemleri ve karakteri, acı ve sıkıntı olmadan içimizde tam olarak oluşamaz. Pavlus'un şu sözlerini dinleyin: “Yalnız bununla değil, sıkıntılarla da övünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı'nın beğenisini, Tanrı'nın beğenisi de umudu yaratır” (Romalılar 5:3-4).
Tanrı'nın oğulları ve kızları olarak acı çekerek kazandığımız disiplin eğitimimizin gerekli bir parçasıdır ve bu olmadan O'nun kutsallığından pay alamayız (İbraniler 12:10): “Terbiye edilmek başlangıçta hiç tatlı gelmez, acı gelir. Ne var ki, böyle eğitilenler için bu sonradan esenlik veren doğruluğu üretir” (İbraniler 12:11).
Acı çekmek bizde Mesih'in görüntüsünü oluşturur. Acı, Tanrı'nın bizi arındırmak ve Mesih'in görüntüsünü bizde oluşturmak için kullandığı ateştir. Joni Erickson Tada, A Place of Healing (Şifa Yeri) adlı kitabında acı çekmenin beş faydasını sunuyor.[1] Bunları üç eklemeyle birlikte paylaşmak istiyorum.
► Aşağıdaki pasajları birlikte okuyun ve tartışın. Acı çekmenin Hristiyanlarda nasıl karakter, itaat, saflık, yön duygusu, güç, sevgi ve şeref yarattığını tartışın.
(1) Acı çekmek bizi tehlikeli bir yoldan döndürebilir (Mezmurlar 119:67; 1. Petrus 4:1-3).
(2) Acı çekmek bize gerçek gücümüzün nerede olduğunu hatırlatabilir (2. Korintliler 12:9).
(3) Acı çekmek, Mesih'te kaybettiğimiz güzelliğimizi geri getirebilir (1. Petrus 1:6-8).
(4) Acı çekmek Mesih'e olan susuzluğumuzu artırabilir (Yeremya 2:13).
(5) Acı çekmek bizi Mesih'le daha derin bir ilişkiye getirebilir (Filipililer 3:10).
(6) Acı çekmek Mesih için verimliliğimizi artırabilir (Elçilerin İşleri 14:22; Yuhanna 15:5).
(7) Acı çekmek, Tanrı'ya, Mesih'in yüceliğini yaşamlarımızda ve yaşamlarımız aracılığıyla açığa vurma fırsatlarını sağlayabilir (Yuhanna 11:4, 40).
Ocak 2006'da, Becky ve ben iyileşmek için çaresizdik. Becky kızamıkçık nedeniyle Manila'daki St. Luke Hastanesi'nde günlerce hastane yatmıştı. Taburcu edildikten sonra bile son derece zayıf kaldı. Üstelik kampüsteki evimize döndüğümüzde, altı aylık kızımız Carrie'yi çok hasta, yüksek ateşle, uyuyamayan ve yemek yiyemeyen bir halde bulduk. Yaptığı tek şey ağlamaktı ve iki gündür bu halde olduğunu öğrendik. Becky ve ben bitkin ve korkmuştuk ve bir adım daha atamayacağımızı hissettik.
Becky, Carrie'nin durumunu görünce onu aceleyle Manila'ya götürmemi istedi (o zamanlar arabayla dört ila beş saat sürüyordu), ama ben oldukça yorgun olduğumu ve bunu yapamayacağımı söyledim. Sonra, çok açık bir şekilde, Tanrı'nın durgun sesi kalbime konuştu; ve Yakup 5:14'ün öğrettiği şeyi yapmamız ve kilisenin ihtiyarlarını hasta kızımız için dua etmeye çağırmamız gerektiğini hissettim. Memnuniyetle geldiler; ve biz dua ederken Tanrı'nın huzur dolu, güven veren varlığının oturma odamıza nasıl geldiğini asla unutmayacağım. Babamızın yardım çığlığımızı duyduğunu ve şifa sözü verdiğini biliyorduk. Duamızdan yaklaşık otuz dakika sonra Carrie bebeğin ateşi düştü; emzirildi ve derin bir uykuya daldı. O andan itibaren tamamen iyileşti; ve Tanrı yüceltildi!
(8) Acı çekmek sonsuzluğa olan umudumuzu artırabilir (2. Korintliler 4:16-18).
Kör şair Fanny Crosby, çocukluğunda bile acıya karşı inanılmaz bir tavır sergiledi. Dokuz yaşındayken şu şiiri yazdı:
Ah ne mutlu bir ruhum ben
Her ne kadar göremiyor olsam da
Bu dünyada buna karar verdim
Memnun olacağım!Ne kadar çok nimetten yararlanıyorum
Diğer insanların yapmadığı
Kör olduğum için ağlamayı ve iç çekmeyi
Yapamam ve yapmayacağım.
Bir gün, iyi niyetli bir İskoç pastör, yetişkin Fanny Crosby'ye şunları söyledi: "Sanırım Üstad'ın üzerinize bu kadar çok hediye yağdırırken size görüş vermemesi çok yazık." Buna Fanny şöyle cevap verdi: "Eğer doğduğumda Yaratıcıma tek bir dilekte bulunabilseydim, o da kör doğmak olurdu, biliyor musun?" "Neden?" Şaşıran hizmetkar sordu. “Çünkü Cennete vardığımda, görüşümü sevindirecek ilk bakış Kurtarıcımın bakışı olacak.” Fanny Crosby daha sonra kiliseye şu harika ilahiyi verdi: "Her Şeyden Önce Kurtarıcım" (My Savior First of All):
(1) Ömrümün sonuna geldiğimde ve yükselen dalgayı aştığımda,
Aydınlık ve görkemli sabahı gördüğümde;
Diğer tarafa ulaştığımda Kurtarıcımı bileceğim,
Ve beni karşılayan ilk gülümseme onunki olacak.Nakarat:
Onu tanıyacağım, onu tanıyacağım.
Ve onun yanında kurtarılmış olarak ayakta duracağım,
Onu tanıyacağım, onu tanıyacağım,
Elindeki çivilerin izinden.(2) Ah, ruhumu coşturan sevinç, O'nun kutsal yüzüne baktığımda,
Ve gözlerinden yayılan nazik ışığı gördüğümde;
Kalbim nasıl dolu dolu O'nu övecek,
Bana gökyüzünde bir konak hazırlayan merhamet, sevgi ve lütuf için.(4) Lekesiz beyaz bir giysiyle şehre giden kapılardan geçerek,
O beni gözyaşlarının asla düşmeyeceği yere götürecek;
Çağların neşeli şarkılarına keyifle katılacağım;
Ama en çok Kurtarıcımı görmek için sabırsızlanıyorum.
Acı çekmek bizi dünyadan uzaklaştırır ve göksel sevinçlere duyduğumuz zevki artırır!
Pek çok Hristiyan acıya karşı dirençli olduğu için refah teolojisi yaygınlaştı.
Dünyanın dört bir yanındaki Hristiyanlar daha önce hiç olmadığı kadar acı çekiyor. Mesela milattan bu yana şehit olduğuna inanılan 70 milyon Hristiyan'ın büyük bir kısmı son iki yüz yılda şehit olmuştur.[1] İnançlı Hristiyanlar arasındaki benzeri görülmemiş yoksulluk ve acıların ortasında, refah teolojisi kilisede kontrol edilemeyen bir yangın gibi yayılıyor. Hristiyanların bu teolojiyi kavrayabilmeleri ve öğretilerine cevap verebilecek donanıma sahip olmaları gerekmektedir.
Refah Teolojisi Nedir?
Refah teolojisi (bazen refah müjdesi, sağlık ve zenginlik müjdesi veya başarı müjdesi olarak da adlandırılır), bazı [iman ettiklerini söyleyen] Hristiyanlar arasında yaygın olan bir inançtır. Bu görüşe göre Tanrı’nın isteği her zaman maddi zenginlik ve fiziksel esenlik; ve iman, olumlu konuşma ve dini amaçlara yapılan bağışlar, kişinin maddi zenginliğini artıracaktır....
Refah teolojisi, Pentekostal ve Karizmatik hareketler de dahil olmak üzere çeşitli Hristiyan mezheplerinin liderleri tarafından eleştirilmiştir. Bu liderler, bu teolojinin sorumsuz olduğunu, putperestliği teşvik ettiğini ve kutsal yazılara aykırı olduğunu savunmaktadırlar.[2]
Tanrı'nın Sözü'nü çarpıtması ve birçok Hristiyan'ın inancını tahrip etmesi nedeniyle refah müjdesi açığa çıkarılmalıdır. Şeytan çoğu zaman gerçeği hafif çarpıtarak Tanrı Sözü'ne saldırır çünkü küçük bir şüphe tohumunun ve sahte umudun inançsızlık hasadını biçeceğini bilir.
Şimdi önümüzdeki sorular şu değil: "Tanrı hala insanları iyileştiriyor mu, mucizeler yaratıyor mu veya bazen halkına maddi bereketler veriyor mu?" ama “Sonsuzluğun bu tarafındaki Hristiyanlar, maddi ve manevi nimetleri hakları olarak iddia edebilirler mi? Sonsuzluğun bu tarafında, İsa Mesih'in kefaret niteliğindeki ölümü aracılığıyla fiziksel iyileşme vaat ediliyor mu?”
Henry Frost, klasik kitabı Mucizevi Şifa'da[3], Tanrı'nın Sözü tarafından test edilmesi gereken şifaya ilişkin bir dizi öğretiye (refah teolojisinin önemli bir vurgusu) dikkat çekiyor. Frost'un kitabını okuduktan sonra, birçok samimi Hristiyanın kafasını karıştıran, refah teolojisinin (özellikle mucizevi şifayla ilgili) yedi öğretisinin ana hatlarını çizdim.
Refah Teolojisinin Yedi Hatası
Hata 1
Refah teolojisi, kurtuluşun eşit derecede ruhlarımızın kurtarılmasını ve sonsuzluğun bu tarafında bedenlerimizin iyileşmesini de içerdiğini öğretir.
Kutsal Kitap ne öğretiyor? Kutsal Yazılarda, Mesih'in kurtuluşunun eninde sonunda fiziksel bedenimizi de kapsayacağı kabul edilir, ancak bu yaşamda iyileşme vaat edilmez. Her ne kadar kutsal yazılar bizi şifa istemeye davet etse de, müjde bu yaşamdaki düşüşün her etkisini tersine çevirmez.
Bu bedenler şu anki haliyle çürümektedir. Dirilişte bize “kendi yüce bedenine benzer” yeni bedenler verilecek (Filipililer 3:21). Bu eski "et ve kan, Tanrı'nın Egemenliği'ni miras alamaz... ama biz değişeceğiz" (1. Korintliler 15:50). Pavlus bu dünyevi çadırların yok edileceğini söylüyor; ama bize “Tanrı'nın bize sağladığı bir konut –elle yapılmamış, sonsuza dek kalacak bir evimiz” verilecek (2. Korintliler 5:1). Çürüyen bir tohum gibi,
Beden çürümeye mahkûm olarak gömülür, çürümez olarak diriltilir. Düşkün olarak gömülür, görkemli olarak diriltilir. Zayıf olarak gömülür, güçlü olarak diriltilir. Doğal beden olarak gömülür, ruhsal beden olarak diriltilir. Doğal beden olduğu gibi, ruhsal beden de vardır (1 Corinthians 15:42-44).
40 yılı aşkın bir süredir felçli olarak acı çeken Hristiyan bir kadın olan Joni Eareckson Tada şöyle yazıyor: “Tüm yaşam, tüm şifa ve tüm kefaret, Rab İsa Mesih olan kaynaktan akıyor. Başka nereden gelebilir?” Şöyle açıklamaya devam ediyor: "İsa'nın günaha ve bunun sonuçlarına (hastalık, çürüme, ölüm) karşı yapmaya başladığı şey ikinci gelişine kadar tamamlanmayacaktır."[4] Nasıl ki tohum gömülene kadar yetişkin bir bitkiye dönüşmeyecekse, aynı şekilde bu bedenler de ölüme gömülene kadar tam kurtuluşu deneyimleyemeyecek.
Fiziksel şifa hakkındaki öğretimizi, Tanrı'nın bazen bizim için daha iyi bir şey düşündüğü için iyileştirmemeyi seçtiği gerçeğiyle dengelememiz gerekir (İbraniler 11:35-39). Örneğin Pavlus, “bedende bir diken” sayesinde alçakgönüllülüğü ve Mesih'in her şeye yeten gücünü öğrendi (2. Korintliler 12:7-10). Joni ayrıca şunu söylüyor: "Tanrı, sevdiği şeyi (kutsallaşmamızı) başarmak için nefret ettiği şeye (insanın acı çekmesine) izin verir."[5]
Oğlumuz Jesse kansere yakalandığında, dört yıllık savaş boyunca iyileşmesi için Tanrı'yla sık sık güreşirdik. Binlerce insan onun iyileşmesi için dua ediyordu. Hatta bazı iyi niyetli ve dindar insanlar bize, Jesse için fiziksel iyileşmeyle ilgili ilahi vaadi aldıklarını ve artık endişelenmemize gerek olmadığını, çünkü bir sonraki doktor randevusunda onun iyileştiğinin ortaya çıkacağını bile söylediler. Ancak kanser iyileşmek yerine yayılmaya devam etti, ta ki 2001 yılında gözlerini kaybedene kadar. Bu en zor günlerde ebeveynler olarak sahip olduğumuz mucize, huzur ve neşe mucizesi ve Tanrı'nın fiziksel iyileşmeden daha iyi bir şey yaptığına dair temeldeki güvenimiz idi! Duaya verilen bu daha iyi yanıt, bugün hâlâ bizim yaşamlarımız ve Jesse'nin yaşamı üzerinde etkisini göstermeye devam ediyor.
Hata 2
Refah teolojisi bazen Tanrı'nın İsrail'e verdiği antlaşma vaatlerinin kilise için de geçerli olduğunu öğretir.
Refah teolojisinin bazı öğretmenleri, Tanrı'nın İsrail'e verdiği antlaşma vaatlerini bugün Hristiyanlar için geçerli olarak görüp uyguluyor. Örneğin Mısır'dan Çıkış'ta Tanrı, İsrail halkına şunu vaat ediyor: "Ben, Tanrınız RAB'bin sözünü dikkatle dinler, gözümde doğru olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün kurallarıma uyarsanız, Mısırlılar'a verdiğim hastalıkların hiçbirini size vermeyeceğim” dedi, “Çünkü size şifa veren RAB benim”( Mısır'dan Çıkış 15:26). “Hastalık Mısırlılara aittir, Tanrı'nın halkına değil. Ve ancak ruhsal olarak Mısır'a döndüğümüzde, onun (hastalıklarına) ve tehlikelerine geri döneriz."[6]
Bu görüşe göre imanlı Hristiyanlar asla hastalanmazlar. Hastalık inanmayanlara mahsustur. Tanrı İsrail'le bir şifa antlaşması yaptığına göre, bu antlaşma ruhi İsrail'e, yani kiliseye de uygulanmalıdır.
Bu antlaşma öğretisi ile ilgili pek çok sorun var, ancak ben sadece birkaçından bahsedeceğim:
(1) Eski antlaşmaya geri dönmek, eski antlaşma kanununa geri dönmek demektir.
Hristiyanlar Eski Antlaşma kanununun düzenleri altında yaşamıyorlar ve Eski Antlaşma kanununun her vaadi İsrail için geçerli olduğu gibi bizim için de geçerli değil. Eğer Eski Antlaşma kanununun hükümleri İsa'ya inananlar için hâlâ gerekliyse, o zaman İsa bir hiç uğruna öldü (Galatyalılar 5:2).
(2) İsrail, Tanrı tarafından yönetilen bir krallıktı.
İsrail aracılığıyla, Tanrı mükemmel yönetiminin neye benzeyeceğini göstermek, halkına henüz gelmemiş bir krallığın görsel bir portresini sunmak istiyordu. Mesih bu dünyada gerçekten hüküm sürdüğünde ve hükmettiğinde, halkı artık hiçbir türde acıyı çekmeyecek! (Vahiy 21:4)
(3) Tanrı, İsrail'i dünyevi bir halk yaptı hem onlara hem bize ruhsal gerçeği öğretmek için onlara fiziksel bereketler verdi.
Bu, O'nun bize İsrail'e verdiği gibi fiziksel nimetler vermeyeceği anlamına gelmez; ancak bu nimetlerin bize, İsrail ulusuna vaat edildiği şekilde vaat edilmediği anlamına gelir. Tanrı İsrail'in fiziksel düşmanlarını yendi; fiziksel susuzluklarını maddesel bir kayadan giderdi; onlara maddesel yiyecek verdi; onlara satın almadıkları maddesel araziler verdi; onlara inşa etmedikleri maddesel evler ve şehirler, yetiştirmedikleri sığırlar ve ekmedikleri hasatlar verdi (Yasa'nın Tekrarı 11:27). Fakat Tanrı bizi gökte yaşayan bir halk yaptı ve bize “ruhsal kutsamayla göksel yerlerdeverdi (Efesliler 1:3). O, ruhsal düşmanlarımızı yenecek (2. Korintliler 10:3-4), bize ruhsal kayadan – Mesih içecek verecek (1. Korintliler 10:4), bize ruhsal yiyecek (Mesih mandır, Yuhanna 6:33-36; 1. Korintliler 10:1-4) ve gökteki Yeruşalimi sunacak (Vahiy 21:2). Bizler ruhsal bir tapınağız (1. Korintliler 3:16), ruhsal bir rahipliğe sahibiz ve kutsal bir milletiz (1. Petrus 2:9). Işıkta yürüdüğümüz sürece hiçbir ruhsal hastalık (günah) bizi hiçbir şekilde yozlaştıramaz (1. Yuhanna 1:9).
İsrail ulusuyla yapılan her antlaşmanın, ruhsal anlamda olanlar dışında, doğrudan kiliseye uygulanmadığı kutsal yazılarda çok açıktır. Bu nedenle bize yönelik olmayan vaatler hakkında hak idda etmemeliyiz. Böyle bir düşünce yalnızca hayal kırıklığı yaratacaktır. İsrail'in sahip olduğu fiziksel bereketler ve deneyimler, bizim bugünkü Hristiyanların sahip olduğu daha büyük ruhsal nimetlerin yalnızca gölgeleri ve sembolleriydi: "Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup insan eliyle yapılan kutsal yere değil, ama şimdi bizim için Tanrı'nın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi” (İbraniler 9:24; ayrıca bkz. İbraniler 10:1).
Hata 3
Refah teolojisi, Yeşaya 53:4-5'i şuan ki fiziksel iyileşmenin bir vaadi olarak yorumluyor.
Aslında hastalıklarımızı o üstlendi, acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, vurulup ezildiğini sandık. Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza Ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk (Yeşaya 53:4-5).
Bu harika pasajda Yeşaya, İsa Mesih'in iki yönlü hizmetine ilişkin kehanetlerde bulunur:
1. Yükümüzü taşıyan İsa (4. ayet).
2. Günahımıza karşılık kurban olan İsa (5. ayet).
İsa sevgiyle incinen insanlara ulaşıp, onların cinlerini kovarken ve hastalıklarını iyileştirirken, insanlığın yükünün taşıyıcısı oldu. Matta bunu öğretiyor:
Akşam olunca birçok cinliyi kendisine getirdiler. İsa onlardaki kötü ruhları tek sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi. Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “Zayıflıklarımızı O kaldırdı, hastalıklarımızı O üstlendi” (Matthew 8:16-17).İsa çarmıhta yaralandığında, berelendiğinde ve dövüldüğünde, bizim suçlarımızın bedelini ödüyordu: " Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti...Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk." Yeşaya'nın bahsettiği şifa, özellikle fiziksel hastalıktan değil, günah hastalığından iyileşmemize odaklanıyor! Elçi Petrus, acı çeken Hristiyanları, bizim adımıza günahkarların sert muamelesine katlanan İsa'nın örneğini takip etmeye teşvik etti: “Bizler günah karşısında ölelim, doğruluk uğruna yaşayalım diye, günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O'nun yaralarıyla şifa buldunuz” (1. Petrus 2:24 ayrıca bkz. Romalılar 5:8-9, 1. Korintliler 15:3).
Bugün hâlâ İsa Mesih bizi tüm kaygılarımızı kendisine yöneltmeye davet ediyor (1. Petrus 5:7). Bize şöyle diyor: “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm” (Matta 11:28). Biz acı çektiğimizde O da bizimle birlikte acı çekiyor, bizim için dua ediyor, bazen bizi iyileştiriyor ve her zaman ruhlarımıza şifa sunuyor. Şu andaki dünyevi bedenlerimiz eriyip giderken, çarmıh nedeniyle ruhlarımız her geçen gün yenileniyor.
Yeşaya 53'te İsa'nın yaralarına, berelerine ve kanına yapılan her atıf doğrudan fiziksel hastalıkla değil, günahla bağlantılıdır (Yeşaya 53:5-6, 8, 10-12'ye bakın). Bizim günahımız, İsa'nın bu kadar ızdırap çekmesine, aşağılanmasına, üzülmesine ve kan dökülmesine neden olan korkunç hastalıktı. İsa'yı çarmıha geren şey bizim günahlarımızdı ve İsa'nın yaraları sayesinde ruhsal olarak iyileşiyoruz.
Kan sayesinde artık günahın pençesinde tutulmuyoruz, artık bedenin arzularının kölesi değiliz ve artık bu dünyaya ait şeyler tarafından ayartılmıyoruz. İsa’nın kanı bizi özgür kıldı! Fiziksel çürüme ve ölüm, İsa'nın ruhlarımız için yaptıklarını ortadan kaldıramaz! Fiziksel acılar bazen Tanrı'nın yüzünü gizleyebilir, ancak hiçbir acı ya da sefalet bizi O'nun sevgisinden ayırma gücüne sahip değildir (Romalılar 8:31-39). Bedeninizde ne olursa olsun, Mesih'in kefaretiyle ruhunuz her zaman güvende ve emniyette olacaktır. Haç yüzünden lanetin tüm etkilerinin ortadan kalkacağı gelecekteki o günü sabırsızlıkla bekliyoruz! Dünyamız yenilenecek. Artık yabani otlar ve dikenler olmayacak. Bedenlerimiz eksizsiz bir hale getirilecek. Acı, üzüntü ve ölüm kalıcı olarak yok edilecek.
Hem fiziksel hem de ruhsal tüm şifa çarmıhtadır. Şimdi İsa'ya inanan herkese günahtan şifa vaat ediliyor. Hastalıklardan iyileşme bazen şimdi bahşedilir ama daha sonrası için vaat edilmektedir.
[7]Hata 4
Refah teolojisi sıklıkla İsa'nın Yuhanna 14:12'deki "daha büyük işler" vaadinin daha büyük mucizeler anlamına geldiğini öğretir.
Pek çok kişi bu bölümü, İsa'nın tüm öğrencilerinin kendisinin yaptığından daha büyük mucizeler yapacağına dair vaadi olarak yorumluyor.
Elçiler İsa'dan daha büyük mucizeler mi gerçekleştirdiler? İsa'nın çok daha fazlasını gerçekleştirmiş olmasına rağmen, İncillerde kayıtlı otuz beş spesifik mucize vardır; ancak Elçilerin İşleri kitabında elçilerin yalnızca on iki mucizesi kayıtlıdır, ancak onlar çok daha fazlasını gerçekleştirmişlerdir. Mesele şu ki, mucizeler kesinlikle Yeni Antlaşmanın dışında bırakılmasa da, hiçbir zaman odak noktası olmadılar.
İlk elçilerden herhangi biri, ekmek ve balık mucizesinden, suyun şaraba dönüştürülmesinden, fırtınanın dindirilmesinden, çok fazla balık avlanmasından ya da iki kör adamın görüşünün iyileştirilmesi mucizesinden ya da Lazar’in ölümden dirilişinden daha büyük bir mucize gerçekleştirdi mi? Her ne kadar bazı öğrenciler gerçekten de bazı güçlü mucizeler gerçekleştirmiş olsalar da, hiçbir şey Rab'bin yaptığı şeyin harikalığına tam olarak benzemedi. Bununla birlikte, kilise olarak, İsa’nın ölümü ve dirilişiyle temellerini attığı ruhsal işleri, bizler o günden bu yana inşa ediyoruz ve bu anlamda İsa’nın yaptığı işlerden daha büyük ruhsal işler yaptık.
İlk Hristiyanlar için müjdenin vaaz edilmesi her zaman merkezi bir öneme sahipti; Tanrı tarafından, özellikle de müjdenin hiç vaaz edilmediği yerlerde, mesajı ve elçileri doğrulamak için ara sıra işaretler ve harikalar kullanıldı. İşaretlerin ve harikaların bugün bile insanları bu kadar etkileme ve şaşırtma gücüne sahip olmasının nedeni, bunların çok nadir olmasıdır. Eğer mucizeler normal ve öngörülebilir hale gelseydi, etkilerini kaybederlerdi ve Tanrı'nın mesajı göz ardı edilirdi.
Çocukken, öğrenciler uykuya daldığında ya da herhangi bir nedenden dolayı dinlemeyi bıraktığında arada bir yüksek sesle ellerini çırpan bir öğretmen tanıdım. Söyleyecek çok önemli bir şeyi vardı ve gözlerinin tamamen kendisine çevrilmesine ihtiyacı vardı. Sınıfı ürküttükten ve dikkatlerini yeniden çektikten sonra el çırpmayı bırakırdı, bunun yerine elindeki derse devam ederdi. Eğer bu öğretmen çok sıklıkla alkışlasaydı öğrencileri bunu duymazdan gelmeyi öğrenirdi. Mucizeleri, sevindirici haberin güçlü mesajının normal, rutin olaylar gibi değilde açıkça duyulabilmesi için Tanrı'nın insanlığın dikkatini çekmek üzere kudretli ellerini çırpma şekli olarak anlamalıyız.
Birkaç yıl önce küçük bir dağda yaşayan kızın dramatik iyileşmesinin etkisini asla unutmayacağım. Biz onun için dua etmeye başladığımızda bir grup toplanmaya başladı; bazıları kurtuldu, bazıları ise hâlâ pagan karanlığında kaybolmuştu. Biz Hristiyanlar bu küçük kızın etrafını sararak onu kollarımıza aldığımızda, Şeytan'ın korkunç gücünü hissettik ve şeytani bir saldırının etkisini kendi gözlerimizle gördük. Ama biz Tanrı'ya haykırdığımızda, birlikte şarkı söylediğimizde ve İsa'nın kanının zaferini ilan ettiğimizde, küçük kız tamamen hareketsizleşti ve sonra uykuya daldı. Yaklaşık on beş dakika sonra doğruldu, bir bardak su istedi ve sonra hayret içinde hiçbir şey olmamış gibi çekip gitti! Bu mucize, uzun süredir Şeytan'ın elinde bulunan bir köye karşı Mesih'in üstün otoritesinin güçlü bir işaretine dönüştü; ve Tanrı yüceltildi.
İşaretler ve harikalar arama tehlikesine dikkat edin (Luka 11:29), ama aynı zamanda yüreğinizi inançsızlığa karşı da koruyun. Tanrı, isteğine göre bugün hâlâ şifa veriyor ve kurtarıyor.
Hata 5
Refah teolojisi bazen işaretlerin aranması gerektiğini öğretir.
Markos 16:17-18'de İsa şöyle diyor: “İman edenlerle birlikte görülecek belirtiler şunlardır: Benim adımla cinleri kovacaklar, yeni dillerle konuşacaklar, yılanları elleriyle tutacaklar. Öldürücü bir zehir içseler bile, zarar görmeyecekler. Ellerini hastaların üzerine koyacaklar ve hastalar iyileşecek.”
Bu işaretler aslında, dünya çapında, özellikle de müjdenin bilinmediği yerlerde sadakatle duyurulan müjdeyi takip ediyor. Rabbim, imansızlığımızdan dolayı bizi bağışla!
Ancak bu işaretler ve harikalar aranmamalıdır. Doğal olarak müjdenin sadık vaazını takip edeceklerdir. Biz alçakgönüllü, itaatkar ve beklenti içinde müjdeyi vaaz ederek dünyaya giderken, Tanrı'nın gücü kilisesinde ve kilisesi aracılığıyla sergilenecektir.
Örnek olarak, Pavlus'un bir gemi kazası geçirip Malta adasında karaya vurması (Elçilerin İşleri 28), Tanrı'nın bakış açısına göre kesinlikle tesadüf değildi. Tanrı, İsa'nın kurtarmak için öldüğü kayıp insanlarla dolu bir ada gördü. Pavlus ateş için dalların toplanmasına yardım ederken eline zehirli bir engerek yapıştı. Ölmediği için Tanrı o adada Pavlus'a bir hizmet kapısı açmaya başladı.
Hata 6
Refah teolojisi bazen İsa'nın "dün, bugün ve sonsuza kadar aynı" olması nedeniyle (İbraniler 13:8) duaya her zaman aynı yanıtları vereceğini beklememiz gerektiğini öğretir.
İsa Mesih'in doğası ve karakteri gerçekten de değişmez, ancak faaliyetleri oldukça öngörülemezdir. Tanrı programlayabileceğimiz, kontrol edebileceğimiz veya manipüle edebileceğimiz bir makine değildir. O, kendi iradesine göre, bizim iyiliğimiz ve kendi yüceliği için hareket eden bir kişidir.
Tanrı’nın acı çeken çocuklarına olan sevgisi değişmez. Güvenebileceğimiz tek şey İsa'nın sevgisinde değişmediğidir! Bizi asla terk etmeyecek ve bırakmayacaktır. O’nun diriltme gücü içimizde çok güçlü olacak; bazen dağı hareket ettirecek, bazen ona tırmandıracak ve bazen de içinden tünel geçirecek güçtür! O'nun her şeye yeten lütfu ve huzuru bizi her zaman ızdırap ve acı içinde ayakta tutacaktır. O egemen olduğu için karşılaştığımız her durum onun kontrolüne girecek ve onun kusursuz tasarımının kumaşına dokunacaktır.
Beş haftalık Jesse'ye retinoblastoma (göz kanseri) teşhisi konduktan sonra bir saatlik eve dönüş yolculuğumu asla unutmayacağım. Sevgi dolu her ebeveyn gibi Becky ve ben de önümüzdeki belirsizliklerden dolayı acı çekiyorduk; ama yolda ilerledikçe, tarif edilemez bir ilahi huzur bizi sardı. Bizi bu ana getiren şaşmaz, ilahi koşulları hatırlamaya başladığımızda bu huzur bize geldi. İşte kalplerimizi huzur ve övgüyle dolduran birkaç şey. Öncelikle ABD'de olmamamız gerekiyordu ama oradaydık. İlk misyonerlik dönemimize başlamadan birkaç hafta önce, bir suça tanık olmuştum ve Indiana eyaleti, eğer ifade verirsem, ailemizin eve dönüş yolculuğunu ödemeyi kabul etti. İkincisi, duruşma için zamanında Manila'dan uçmak için Jesse'nin doğum belgesini ve pasaportunu zamanında alamamamız gerekiyordu, ama başardık. Doğumundan sonraki üç gün içinde hastaneden çıktık, Manila trafiğine göğüs gerdik ve on beş dakikada ABD Büyükelçiliği'ne ulaştık. Günün son müşterileri bizdik. Üçüncüsü, Michigan'daki doktorun muayenehanesinde olmamamız gerekiyordu ama oradaydık. Hiçbir şeyden şüphelenmemize rağmen hizmet alanına dönmeden önce sağlıklı bebek kontrolü yaptırmaya karar verdik. Dördüncüsü, doktorun muayenehanesinden çıkmak üzere montlarımızı giyerken, çocuk doktoru arkadaşımız Jesse'nin gözlerine son bir kez baktı. Bu son bakışın Jesse'nin hayatını kurtardığı ortaya çıktı. Eğer hastalığının farkına varmadan Filipinler'e dönseydik Jesse'nin kesinlikle öleceğine inanıyoruz.
O ekim günü arabada yol alırken,Tanrı gözlerimizi daha önce hiç açılmamış gibi açtı; perde arkası, hayatımızın detaylı yönetilişi; ve onun egemen, ilahi bakımının ezici güzelliği nefesimizi kesti. Bizim güvenimiz Tanrı'ya emir verme ve Onu yönlendirme yeteneğimize değil, O'nun hayatımızdaki her durumu sevgi dolu, şefkatli ve egemen kontrolüne tabi kılma gücüne dayanmaktadır.
Hata 7
Refah teolojisi bazen inancın anlamını çarpıtır.
Yakup kiliseye şu güzel davetiyeyi veriyor:
İçinizden biri hasta mı, kilisenin ihtiyarlarını çağırtsın; Rab'bin adıyla üzerine yağ sürüp onun için dua etsinler. İmanla edilen dua hastayı iyileştirecek ve Rab onu ayağa kaldıracaktır (Yakup 5:14-15).
Bir öğleden sonra pastörlerle birlikte bir köyde dolaşırken, bize dua etmemiz için çok hasta bir bebek getirildi. Hatırladığım kadarıyla çocuk iki haftadır hastaydı; ağlayan bir annenin hüzünlü hikâyesini dinlerken kalplerimiz Rabbimizin şefkatiyle doldu. Ellerimizi bu hasta bebeğe koyup dua etmeye başladığımızda, Kutsal Ruh'un kalplerimize, iyileşmenin gerçekten Kendi isteği olduğuna tanıklık ettiğini asla unutmayacağım. Dua etmek zor değildi ama doğaldı. İrademizi Tanrı'ya empoze etmiyorduk, aksine onun araçları olduğumuzu hissettik. Şifaya olan güvenimiz ve isteme cesaretimiz kendi çabamızla değil, Rabbin amacı ve lütfuyla geldi. Ertesi gün köye döndüğümüzde beklediğimiz gibi bebeği tamamen iyileşmiş halde bulduk. Bunun Yakubun bahsettiği iman duası olduğuna inanıyorum.
İman sadece güvenmektir. Tanrı’nın çocuklarının kendi yollarını dayatması güven değildir. Güven, Tanrı'nın yapmak istediği her şeyi yapabileceğine ve yapacağına inanmaktır.
Fiziksel acı çoğu zaman bize güven konusunda büyüme fırsatları sunar. Henry Frost şöyle yazıyor:
Bana göre bu kutsanmış bir deneyimdir: Eğer hastalık kendimi tamamen onun emrine vermem için geldiyse, ister hastalıkta ister sağlıkta olsun; şifa ararken benden ne yapmamı istediğini sormak; koşulların mucizevi bir şekilde iyileştireceğine işaret edip etmediğini sormak;araştırmak, böyle bir şifadan yoksun olarak, başka türden bir şifaya ilişkin aklını bilmek; ve son olarak, her ne olursa olsun, iradesi konusunu yalnızca itaatkar bir şekilde değil, aynı zamanda güven ve övgüyle kabul etmek.[8]
► Refah teolojisinin bu yedi hatasını birlikte tartışın. Bu hatalar kiliselerde mi yoksa tanıdığınız Hristiyanlar arasında mı mevcut? Bu hatalara inanmanın sonuçlarından bazıları nelerdir? İyileşme ve kurtuluş hikayelerini de paylaşmaktan çekinmeyin.
“Mesih hastalığı yok etmek için öldü ve bunu bir gün yapacak. Ancak bunu tam anlamıyla şimdi yapacağını söylemiyor, daha ziyade daha sonra iktidara ve büyük zafere ulaştığında yapacağını söylüyor.”
– Henry Frost
Acı çekmek, iyi ve sevgi dolu bir Tanrı'nın elinde tutulan bir araçtır. Onu kucaklayın. Onunla seni ve beni Oğul'un benzeyişine uygun hale getiriyor. Bunu hatırlamak kalplerimize huzur getirecek ve dönüşümümüzü hızlandıracaktır.
Bir zamanlar küçük bir tahta parçası, sahibi onu sürekli yonttuğundan, kestiğinden ve içini deliklerle doldurduğundan acı bir şekilde şikayet ediyordu; ama onu kesen kişi... şikayetlerine aldırış etmedi. Flüt yapıyordu...[1]
(1) Bu dersteki materyale dayalı testi cevaplayın.
(2) Bu hafta en az otuz dakikanızı kutsal metinlere yapılan göndermeler de dahil olmak üzere bu dersi gözden geçirerek ve Kutsal Ruh'tan içgörü isteyerek geçirin.
(3) Yaşamınızda yapılması gereken her türlü değişikliği, Rab'bin size açıkladığı şekliyle günlüğünüze kaydedin.
(4) Günlük sessiz zamanınızda en az bir Mezmurlar üzerinde meditasyon yapın ve Mezmurlar yazarının Tanrı'nın doğası ve karakteri hakkında söylediklerini günlüğünüze kaydedin.
(5) Günlüğünüze, bu derse dayanarak ruhsal dönüşüm ve büyüme için kişisel bir dua kaydedin.
(6) Günlük özel dualarınızda Dr. Brown'un Günlük Dua Rehberini kullanarak pratik yapın.
(1) Acı çekmenin Tanrı'nın Hristiyanlara yönelik isteğinin bir parçası olduğunu kutsal yazılarla kanıtlayın.
(2) Hristiyanların dünyayı gördükleri iki türlü yol nelerdir?
(3) Hangi bölüm İsa'nın acı çekme konusunda bizim örneğimiz olduğunu öğretiyor?
(4) Romalılar 8:28-29'a göre Tanrı, kendisini sevenler için her şeyin iyilik için birlikte çalışmasına sebep oluyor. Tanrının esas amacı nedir? “Bizim __________ ____________ ______________________ için.”
(5) Bu derste bahsedilen acı çekmenin sekiz faydasından dördü nedir?
(6) Refah teolojisinin en az iki hatasını kendi sözlerinizle açıklayın.
SGC exists to equip rising Christian leaders around the world by providing free, high-quality theological resources. We gladly grant permission for you to print and distribute our courses under these simple guidelines:
All materials remain the copyrighted property of Shepherds Global Classroom. We simply ask that you honor the integrity of the content and mission.
Questions? Reach out to us anytime at info@shepherdsglobal.org
Total
$21.99By submitting your contact info, you agree to receive occasional email updates about this ministry.
Download audio files for offline listening
No audio files are available for this course yet.
Check back soon or visit our audio courses page.
Share this free course with others