Ders 10 Gözden Geçirme
Sınıf liderine not: Ders 10'un ana noktalarını gözden geçirin. Öğrencilere Ders 10'dan paylaşacakları kişisel duaları olup olmadığını sorun.
Search through all lessons and sections in this course
Searching...
No results found
No matches for ""
Try different keywords or check your spelling
40 min read
by Tim Keep
Sınıf liderine not: Ders 10'un ana noktalarını gözden geçirin. Öğrencilere Ders 10'dan paylaşacakları kişisel duaları olup olmadığını sorun.
Bu dersin sonunda öğrenci:
(1) Mesih'in benzeyişine dönüşmede kişisel disiplinin önemini anlar.
(2) Dili nasıl disipline edeceğini öğrenir ve bu disiplini uygulamaya başlar.
(3) Her düşünceyi nasıl esir alacağını öğrenir ve bu disiplini uygulamaya başlar.
Konuşmadaki Kişisel Disiplin
Hizmete hazırlanan bir üniversite öğrencisiyken bile disiplinsiz dilimin ruhen tüketen etkisini hissetmeye başlamıştım. Korkarım Ruh'u sık sık üzdüm. Kutsal Ruh şu sözlerle ilham verdiğinde onun bilgeliğini görmeye başladım: "Çok konuşanın günahı eksik olmaz, sağduyulu kişiyse dilini tutar" (Süleyman'ın Özdeyişleri 10:19). Rabbime eğer bana lütufta bulunursa dilimin kontrolunu ona teslim edeceğime dair söz verdim. Kuşkusuz, dil alanında kısıtlama uygulamak Hristiyan yaşamımın en zor egzersizlerinden biridir; ama bu alanda ne kadar becerikli olursak, o kadar çok barışın, meshedilmenin ve saygının tadını çıkaracağımızı fark ediyorum.
Oruçtaki Kişisel Disiplin
Yeni yılın başında bir ruhani lider, ekibini 21 gün oruç tutmaya ve dua etmeye davet etti. Birkaç hafta boyunca bunu duyurdu. Ekip üyelerinden eğer katılacaklarsa kaydolmalarını istedi. Ancak orucun başlamasından hemen önce ekibinin önünde durdu ve en sevdiği yemeklerden bazılarının servis edileceği bir toplantıya katılmayı planladığı için orucun başlamasını erteleyeceğini gülerek söyledi. Planlanan kurumsal orucun başarısızlıkla sonuçlandığını söylemeye gerek yok.
► Bu anlık görüntüler, kişisel disiplinin kişisel ve ruhani yaşamlarımızın ve hatta liderliğimizin üzerindeki etkisini göstermektedir. Kişisel disiplin eksikliğinin ruhsal istikrarsızlığa nasıl katkıda bulunduğunu düşünüyorsunuz?
Richard S. Taylor, klasikleşmiş kitabı Disiplinli Yaşam'da şöyle yazıyor: “Disiplin, modern erkeklerin çoğunun en çok ihtiyaç duyduğu ama en az istediği şeydir... Çoğu zaman evi terk eden gençler, okulu bırakan öğrenciler, boşanma arayışı içinde olan karı kocalar, hizmetlerini ihmal eden kilise üyeleri, işlerini bırakan çalışanlar sadece disiplinden kaçmaya çalışıyorlar.”[1]
6. Derste kayınpederimin güzel Bradford Armut ağacının resmini verdim. Güzel bir ağaçtır... gövdesi eğiktir ve boyutundan dolayı artık düzeltilemez. Bu ağaç bize zihniniz, kalbiniz ve ilişkileriniz henüz gençken sağlıklı disiplinler ve uygulamalar oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatır. Saf bir zihin, disiplinli bir yaşam, mükemmel bir beceri, sağlıklı ilişkiler ve Tanrı ile yakın bir yürüyüş bir anda gerçekleşmeyecektir. Bunların büyük bir özenle beslenmesi ve yetiştirilmesi gerekir. Çok uzun süre beklerseniz, hayatınızda gerçekten iyi olan her şey sizin düzeltemeyeceğiniz şekilde bozulabilir.
Bir sporcunun sürekli pratik yapmadan sporunda mükemmel olamayacağı gibi, hiçbir inanlı da antrenmansız Mesih'in benzeyişine dönüştürülemeyecektir. Bu kurstaki eğitim alıştırmalarımızın bir kısmının dua, yalnızlık, meditasyon, hizmet vb. gibi klasik ruhsal disiplinleri içerdiğini öğrendik. Ancak sonraki iki derste eğitimimizin başka bir yönüne, kişisel disipline veya kendi kendine hakim olmaya odaklanacağız.
Mesih'in benzeyişine doğru değişmek kişisel disiplinden ayrılamaz. Sonraki iki derste kişisel eğitim veya disiplinin ruhsal oluşum için hayati önem taşıdığı altı alanı tartışacağız:
1. Dil
2. Cinsel arzuları da içeren düşünce hayatı
3. İştah
4. Mizaç
5. Zaman
6. Kişisel kanaatler
Bu derste bu kişisel disiplinlerden ikisini inceleyeceğiz ve her birinin ruhsal, duygusal ve fiziksel sağlığımız üzerindeki etkisini keşfedeceğiz. Tüm varlığımızı Mesih'in yönetimi altına almak için pratik bilgelik kazanmaya çalışacağız.
Kişisel Disiplin Nedir?
Kişisel disiplin, davranışı; duygu, arzu, baskı veya kültürel gelenekler yerine ilkelere ve sağlam muhakemeye göre düzenleme yeteneğidir.[1] Kişisel disiplin içinde, Mesih'i tanımak ve ölümsüz tacı kazanmak uğruna her düşünceyi, her arzuyu ve her iştahı Kutsal Ruh'a tabi kılmak için çalışıyoruz:
Yarışa katılan herkes kendini her yönden denetler. Böyleleri bunu çürüyüp gidecek bir defne tacı kazanmak için yaparlar. Bizse hiç çürümeyecek bir taç için yapıyoruz. Bunun içindir ki, amaçsızca koşan biri gibi koşmuyorum. Yumruğumu havayı döver gibi boşa atmıyorum. Müjde'yi başkalarına duyurduktan sonra kendim reddedilmemek için bedenime eziyet çektirip onu köle ediyorum (1. Korintliler 9:25-27).
► Pavlus öz disiplin olmazsa başına neler gelebileceğini söylüyor?
Kişisel disiplinin tek başına bizi daha iyi Hristiyan, hatta hiç Hristiyan yapmadığını belirtmek önemlidir. Kişisel gelişim uğruna disiplin çoğu zaman gururdan kaynaklanır. Özdenetimin doğru motivasyonu, Kutsal Ruh tarafından kontrol edilmek ve güçlendirilmektir, yani O'nun görkeminin, tapınağının içinde ve aracılığıyla parlamasına izin vermektir!
Ruhsal disiplinler, kişisel disiplinler gibi, bir lütuf aracıdır. Beni, daha doğru yapmıyorlar ama Tanrı'dan daha fazlasını alabileceğim bir konuma getiriyorlar. Disiplin, Tanrı'nın benimle buluşabilmesi için Tanrı'ya yaklaşmanın bir yoludur. Disiplin, temiz, boş bir bardağı doldurabilmesi için Tanrı'ya tutmanın bir yoludur!
Kişisel Disiplin Gerçekten Bu Kadar Önemli mi?
Pavlus'un Timoteos'a yazdığı yazıda, son günlerin tehlikeli zamanlarındaki günahlar arasında "özünü denetleyememein" de yer alması ilginçtir (2. Timoteos 3:3). Yalnızca bu iki bölümden, özdenetim eksikliğinin, Hristiyan yaşamında acı veren ve bazen sonsuza dek süren sonuçları olan ciddi bir sorun olduğunu öğreniyoruz.
► Hristiyanların aşırı yeme, aşırı uyuma, aşırı harcama vb. gibi özdenetim eksikliği hakkında şaka yaptıklarını duydunuz mu? Çevrenizdeki Hristiyanların bu konuyu yeterince ciddiye aldığını düşünüyor musunuz? Neden? Veya neden değil?
Kişisel Disiplin veya Özüne Hakim olma Neden Bu Kadar Önemli?
1. Tanrı, sadece kalplerimizde değil bedenlerimizde de yücelmek ister. Bedenlerimiz Kutsal Ruh'un tapınaklarıdır (Romalılar 8:11; 1. Korintliler 6:19).
2. Disiplin veya disiplin eksikliği, başkaları üzerindeki etkimizi etkiler. Kendi bedensel arzularını dizginleyemeyen bir ruhi lider kadar yakışıksız bir şey yoktur. Onun etkisi, fethedilmemiş bir beden - her gün Kutsal Ruh'un kontrolü altına alınmayan bir beden tarafından mahvolur.
Sınırlandırılmamış bir tutku, disiplinsiz bir zaman kullanımı, evcilleştirilmemiş bir dil, kontrolsüz bir öfke ve dizginlenmemiş yiyecek, para ya da seks arzusu Ruhu söndürecek, Hristiyan hizmetçinin güvenilirliğine gölge düşürecek ve ödüllerini azaltacaktır. Ödül için yarışan ruhsal sporcu için başarının ilk kuralı, kendini yönetmektir.
Richard Taylor, sigara içmeyi seven ünlü Ukraynalı-Amerikalı şarkıcı Igor Gorin'in hikayesini anlatıyor. Bir gün ses öğretmeni şöyle dedi: "Igor, harika bir şarkıcı mı yoksa harika bir pipo içicisi mi olacağına karar vermen gerekecek." Pipo gitti. Tanrı'nın olmanızı istediği kişi olmanız için öz disiplin gereklidir.
Dil ve onun yaşamlarımız üzerindeki etkisi hakkında anlayışımızı geliştirmemize yardımcı olacak iki bölüm var: Yakup 3:1-12 ve Matta 15:18-19.
► Bu iki bölümü okuyun.
Matta 15'te İsa bize yürek ile dil arasındaki ayrılmaz bağı hatırlatıyor: "Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır" (Matta 15:18).
Dilin Günlük Yaşam ve İlişkilere Etkisi
İsa burada ne dersek o olduğumuzu öğretiyor. Bu basit ama bazılarımız için kabul edilmesi çok zor. Sözlerimiz öfkeliyse, bunun nedeni hâlâ bir dereceye kadar kızgın olmamızdır. Sözlerimiz kayıtsızsa, kalbimizde duyarsızlık unsurları kaldığı içindir. Eğer sözlerimiz sert, keskin veya manipülatifse, bunun nedeni içimizde başkalarının kişiliğine ve özgürlüğüne saygısız bir bakışın olmasıdır. Övünerek ya da savunma yaparak konuşursak, kuşkusuz içimizde bir miktar gurur kalmıştır. Başkaları hakkında eleştirel konuşuyorsak, bunun nedeni hâlâ bir dereceye kadar eleştirel bir ruha sahip olmamızdır. Homurdanıyor ve şikayet ediyorsak, henüz şükran dolu olmadığımız içindir. Dudaklarımızın meyvesi şüphesiz karakterimizin en kusursuz yargıcıdır.
► İsa'nın buradaki sözleri üzerinde düşünmek için birkaç dakikanızı ayırın. Eğer karakter ağzınızdan çıkanlarla ölçülüyorsa, hala Tanrı'nın dönüştürücü lütfuna ihtiyacınız olduğunu kabul etmeye istekli misiniz? Bazı muhtaç alanları paylaşmaya istekli misiniz?
Yakup mükemmel bir adamdan bahsediyor. “Mükemmel” derken ne demek istiyor? Hangi anlamda mükemmel? Dilini kontrol edebilmesi ve dolayısıyla tüm benliği üzerinde mutlak veya mükemmel kontrole sahip olması anlamında mükemmeldir. Konuşmasında, hayatındaki diğer tüm eylemleri ve tutkuları da dizginlemeyi veya yönetmeyi mümkün kılan bir kendini sınırlama düzeyine ulaşması anlamında mükemmeldir. Yakup’a göre dili üzerinde öyle bir kontrol kazanmış bir adam var ki hayatının her alanı da düzene girer: "Sözleriyle hata yapmayan kimse (mükemmel adam), bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir kişidir” (vurgu eklenmiştir).
Aşağıdaki alıntılar bu metnin anlamını güçlendirmeye yardımcı olmaktadır:
"Aynı şey bütün bedeni dizginleyebilir", yani bütün insanı dizginleyebilir. Ve şüphesiz bazıları bunu yapabilir ve bu anlamda mükemmeldirler.[1]
[Yakup'un] amacı, adamı her anlamda tamamen lekesiz ve tamamen günahtan arınmış olarak göstermek değil... ama amaç, eğer bir adam dilini kontrol edebiliyorsa, kendisinin üzerinde de tam bir hakimiyete sahipdir diye göstermektir, tıpkı bir adamın gem aracılığıyla bir atın üzerine geçmesi gibi ya da bir dümencinin dümeni elinde tutması durumunda bir geminin üzerinde olması gibi. Kendisi üzerinde tam kontrole sahip olması ve hiçbir konuda hata yapmaması açısından mükemmeldir. Plan, dilin tüm insanı yönetirken işgal ettiği önemli konumu göstermektir.[2]
Bunu pratik olarak düşünün. Dil sessiz ve dengeli olduğunda, kışkırtıldığında bile tüm yaşam üzerinde sakinleştirici, susturucu bir etki yarattığı doğru değil mi? Sözlerimizi düşünceli ve saygılı bir şekilde söylediğimizde hararetli tartışmaların çoğu zaman yapıcı tartışmalara dönüştüğü, sevgi ve birliğin korunduğu doğru değil mi?
Zamanında nazikçe söylenen bir sözün genellikle sevgi ve şefkatle ödüllendirildiğini görmüyor musunuz? Ya da bir öğüt ya da sevgi dolu bir azarlamanın çoğu zaman bir ruhun korunmasıyla ödüllendirildiğini? Gerçekten dilimiz hayatımızın dümenidir. İyi çalıştığında sizi bulanık sularda güvenli bir şekilde yönlendirecektir; ama kırıldığında hayatını kendi yarattığın fırtınaların insafına bırakacak.
Çocukken, uçmak isteyen kendini beğenmiş bir kaplumbağanın esprili bir masalını duymuştum. Bir gün gölete büyük bir kuş konduğunda kaplumbağanın aklına çok akıllıca bir fikir gelmiş. Kuştan kendisini uçmaya götürmesini istedi. "Bu imkansız!" kuş alay etti. "Hayır, değil!" dedi kaplumbağa. “Tek yapman gereken ben çubuğun bu ucunu ısırırken, diğer ucunu ısırman, sonra uç!” Kuş kabul etti. Yerdeki insanlar yukarı bakıp gagasında bir sopayla uçan bir kuşun ve diğer ucunda da güçlü çenesiyle tutunan bir kaplumbağanın muhteşem görüntüsünü görene kadar her şey yolunda gitti. "Bu kadar zekice, harika bir fikrin kimin aklına geldiğini merak ediyorum!" diye birisi bağırdı ve kaplumbağa onu duydu. “Benim aklıma geldi!” diye övünmek için ağzını açtı. Bunlar elbette onun son sözleriydi! Birçoğumuz gibi onun dili de onun yıkımıydı.
Dil Eğitimi İçin Pratik İpuçları
(1) Kelimelerin değerini öğrenin ve onları idareli kullanın: “Boş lakırdı yoksulluğa götürür” (Süleyman'ın Özdeyişleri 14:23).
Çok harcamak bütçeyi tüketeceği gibi, çok konuşmak da ruhu fakirleştirir. Birçoğu, çok fazla konuşmanın, özellikle amaçtan yoksun olduğunda, zihinsel ve ruhsal yoksulluğa yol açabileceğini keşfetti. Mesih'in benzeyişine dönüştürülmenin bir bölümüde, O'nun yaptığı gibi, sözlerimizi daha dikkatlice tartmaktır. Bu göründüğü kadar kolay değil çünkü sessizlik çoğumuzu rahatsız eder.
(2) Kelimelerin yıkıcı potansiyelini öğrenin ve ruhunuza hakim olun: “Bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür. Düşünün, küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturabilir” (Yakup 3:5).
Atasözleri bize şunu hatırlatır: “Sabırlı kişi yiğitten üstündür, kendini denetleyen de kentler fethedenden üstündür” (Süleyman'ın Özdeyişleri 16:32). Olgunlaşmamış bir kişinin sözleri kontrolden çıkar. İyileştirmek yerine yaralar; sakinleştirmek yerine kavgayı körükler; tutkuları soğutmak yerine kaynama noktasına kadar ısıtır. Duygular aşırı ısındığında her konuşmayı durdurma disiplinini öğrenmeliyiz.
(3) İtibarın kelimelerle oluştuğunu öğrenin ve bunları akıllıca kullanın: “Çenesini tutup susan ahmak bile bilge ve akıllı sayılır” (Süleyman'ın Özdeyişleri 17:28).
Kutsal yazıların sakin bir ruhun bilgeliği hakkında söyleyecek çok şeyinin olması sizi şaşırtabilir (Süleyman'ın Özdeyişleri 17:1; 1. Selanikliler 4:11; 1. Timoteos 2:2; 1. Petrus 3:4). Herkes sessiz bir ortamda yaşasaydı dünya oldukça tatsız ve sıkıcı bir yer olurdu; ancak Hristiyanlar olarak dikkatsiz, amaçsız konuşmak yerine dinleme ve düşünceli etkileşim kurma becerisini geliştirmeliyiz.
Söyleyecek çok az şeyleri olsa bile, kalabalıktaki en çok sesini çıkaran erkek veya kadına dikkat edilir; ama Tanrı ne zaman konuşacağını, ne zaman susacağını bilen kişiye değer verir. Tanrı, konuşmadan önce düşünen kişiye değer verir.
Tanrı, nazik ve sessiz kadını karşı konulmaz derecede güzel ve çekici görür. Tarih, dindar bir kadının yumuşak ve sessiz ruhunun kralların ve ulusların yüreklerini harekete geçirme gücüne sahip olduğunu kanıtlamıştır (1. Samuel 25:23-33).
(4) Sözlerin öldürme ve hayat verme gücünü öğrenin (Süleyman'ın Özdeyişleri 12:18, Süleyman'ın Özdeyişleri 15:1, 4): “Dil ölüme de götürebilir, yaşama da; konuşmayı seven, dilin meyvesine katlanmak zorundadır” (Süleyman'ın Özdeyişleri 18:21).
Söylediğimiz şeylerin iyileştirme veya yaralama, onarma veya yok etme, cesaretlendirme veya cesaret kırma gücü vardır. Bir baba olarak sözcüklerin ve sağlıklı beklentilerin çocuklarımın üzerindeki etkisine tanık oldum. Bir gün biz babalardan birkaçımız, oğullarımızın uzun bir metal direğin tepesine tırmanmaya çalışmasını izliyorduk. Üç ya da dört başarısız denemeden sonra oğlum Timothy pes etmek üzereydi ki ben şöyle dedim: “Hey, henüz pes etme oğlum! Gerçekten denersen başarabileceğine inanıyorum!” Bu sözlerin etkisi muhteşemdi. Babasının ona inanması, oğlumu her zamankinden daha fazla çabalamaya teşvik etti. Tekrar tırmanmaya başladığında bu sefer elinden gelen çabayı gösterdi. O tırmanırken bağırdım: “Devam et oğlum! Vazgeçme! Yapabilirsin! Tırmanmaya devam et!" Ve başardı!
Kilisede ve evdeki başarı ile başarısızlık arasındaki farkın çoğunlukla teselli veya cesaret veren bir söz olduğuna inanıyorum. Başka bir dersimizde, Baba Tanrı'nın bile Oğul Tanrı'ya, Oğul'un dünyevi yaşamının kritik anlarında duyulabilir onay sözleri söylediğini söylediğimizi hatırlayın (Luka 3:22). Eğer İsa'nın teselli edici sözler duymaya ihtiyacı varsa, bizim buna ne kadar ihtiyacımız var?
Sözlerimiz genellikle kehanet niteliğindedir. Eğer bir çocuğa “Sen başarısızsın” dersek, onun başarısız olma ihtimali daha yüksek olacaktır. “Kardeşlerin kadar güzel değilsin, yetenekli değilsin” dersek o zaman kendilerini çirkin görmeye başlayacaklar ve tavırları da çirkinleşecektir. Öte yandan çocuklarımızın zayıf yönlerine değil, güçlü yönlerine odaklanırsak ve özgüvenlerini artırmanın yollarını ararsak, sonuçlara hayran kalacağız. Ne yazık ki pek çok çocuk ve yetişkin, tüm hayatları boyunca, kendilerini koşulsuz sevmeleri gereken kişiler için bir hayal kırıklığından başka bir şey olmadıklarını düşünerek yaşıyor; ve sosyal, akademik ve ruhsal açıdan sürekli olarak başarısız olmaları bizi şaşırtmamalı.
Kiliseniz ve eviniz kelimelerin eğitim amacıyla kullanıldığı bir yer mi? Kocalar, karınızın güzel olduğunu söylüyor musunuz? Onun sevgisine ve hizmetine olan takdirinizi onay sözleriyle ifade ediyor musunuz? Kocasından böyle şeyler duyan bir kadın, büyük olasılıkla daha da güzel, daha ruhsal bir insan olacaktır! Bu kız çocukları için de geçerli. Hanımlar, kocanızı başka erkeklerle, belki de babanızla kıyaslayıp ona sürekli başarısızlıklarını hatırlatıyor musunuz; yoksa minnettar olabileceğiniz niteliklerine mi odaklanıyorsunuz? Saygı duyulan ve teşvik edilen erkekler daha iyi insanlar haline gelir.
Pastör, kilisenizde teşvik edici bir atmosferin oluşmasına yardımcı oldunuz mu, yoksa sadece insanların olumsuz niteliklerine mi odaklanıyorsunuz? Pavlus, Mesih'in gelişi yaklaştıkça ve Rab'bin günü yaklaştıkça, Mesih'in bedeninde giderek daha fazla teselliye ve teşvike ihtiyacımız olacağını söyledi: “Bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vazgeçmeyelim; o günün yaklaştığını gördükçe birbirimizi daha da çok yüreklendirelim [parakaleo—teselli]” (İbraniler 10:25).
Azarlayıcı sözlerimizi samimi teşvik sözleriyle dengelememiz gerekir. Sözlerimi sürekli yatırdığım ve harcadığım para birimi olarak düşünmek bana çok yardımcı oldu. Birini her cesaretlendirdiğimde, onların kalplerine küçük bir yatırım yapıyorum ve bu, bu tür birçok yatırımdan sonra bana geri çekme (düzeltme veya azarlama) hakkı kazandırmıştır. Bazı acı deneyimler yoluyla, nadiren veya hiç teşvik etmediğimiz bir kişiyi azarlamaya veya düzeltmeye çalışmanın, ilişkimizde kapatılması zor veya imkansız bir boşluk yaratmaktan başka işe yaramadığını öğrendim.
(5) Dilin yalnızca bizim tarafımızdan değil, Kutsal Ruh aracılığıyla evcilleştirilebileceğini bilin: “İnsan soyu, her tür yabanıl hayvanı, kuşu, sürüngeni ve deniz yaratığını evcilleştirmiş ve evcilleştirmektedir. Ama dili hiçbir insan evcilleştiremez. Dil öldürücü zehirle dolu, dinmeyen bir kötülüktür” (Yakup 3:7-8).
Bizim için vahşi bir hayvanı evcilleştirmek, Tanrı'nın lütfu olmadan dilimizi evcilleştirmekten daha kolay olurdu! Dille olan savaşımız bize temizlenmemiz ve Kutsal Ruh'la dolmamız gerektiğini hatırlatır. Bu Yeşaya’nın hikayesidir. Tanrı'nın önünde onu en çok utandıran ve suçlu gösteren şey, kirli diliydi (Yeşaya 6:5). Genç peygamber kendi kötülüğü yüzünden acı çekerken ve umutsuz bir çaresizlik içinde debelenirken, Tanrı yalnızca Tanrı'nın yapabileceği şeyi yaptı: Onun Seraf meleğini, Yeşaya'nın dudaklarına kutsal sunaktan alınan sıcak kömürle nezaketle dokunması ve onları temizlemesi için gönderdi. "İşte bu kor dudaklarına değdi, suçun silindi, günahın bağışlandı." dedi Seraf, (Yeşaya 6:7) Artık Yeşaya, "Ben!, beni gönder" diyebildi.
Dudaklarımızın temizliği ile Tanrı’ya yararlılığımız arasında her zaman doğrudan bir bağlantı vardır.
(6) Disiplinli bir dilin yaşam sevgisine ve gelecek güzel günlere dair ümitlere yol açtığını bilin: “Yaşamdan zevk almak, iyi günler görmek isteyen, dilini kötülükten, dudaklarını yalandan uzak tutsun” (1. Petrus 3:10; Süleyman'ın Özdeyişleri 21:23).
Kontrolsüz bir dil, dizginsiz, vahşi bir ata benzer, çitleri kırar, malları yok eder ve meyveleri çiğner. Rüzgârın sürüklediği dümensiz gemi, yoluna çıkan herkesi tehlikeye atacak ve kayalara çarpacaktır. Ve yanan dil, kilisenin arazisini kasıp kavuran ve yıllarca süren ekimi, tarımı ve büyümeyi yok edecek bir ateş yakacaktır.
Tanrı'nın Krallığına verilen zararın çoğu, dudaklarının kapısında bir muhafız bulundurmayı başaramayan insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Ama hayatı dolu dolu sevmek ve Tanrı'nın bizim için planladığı tüm güzel ve verimli günlerin tadını çıkarmak istiyorsak, bu ön kapıyı tüm dikkatle izlemeye kararlı olalım! Sabah bir nöbetçi görevlendirin, öğlen onu uyandırın ve gece onu kontrol edin! Tanrının lütfuyla dudaklarınızın asla korumasız kalmayacağından emin olun.
Hayatının bu ön kapısını koruyan kişiyi güzel günler beklemektedir. Onu güzel günler bekleyecektir çünkü sözleriyle şeref ve itibar kazanmıştır. Ailesini güzel günler bekler çünkü aile ilişkilerini kuran ve güçlendiren sözler söyler. Mesih'in bedenini cesaretlendiren ve geliştiren sözler söylediği için kilisesinde güzel günler yakındadır. Ve yaptığı yatırımın nihai sonucu, yaşam sevgisi, yani Tanrı'nın armağanlarından gerçek, saf keyif almadır.
Kişisel Bir Yolculuk
Gerçekten dil, bizi şu ya da bu hedefe yönlendiren hayatımızın dümenidir. Dürüst olmak gerekirse, evliliğimin ve hizmetimin ilk yıllarında katlandığım herhangi bir sefalet ya da acı, genellikle kutsanmamış dilimin korumasız kapısından geçip geliyordu (Mezmurlar 141:3). Genç bir misyoner olarak sözlerim ile kalbim arasındaki bağlantıyı fark etmeye başladığım zamanı asla unutmayacağım. Sevgili bir arkadaşımla yaşadığım çok dramatik, acı verici bir deneyim sayesinde, onu kelimelerle derinden gücendirdiğimde, Rab, İsa'nın yumuşak, nazik yüreğine olan ihtiyacımı görmem için gözlerimi açtı. Yargıladığım, incittiğim, manipüle ettiğim ve başkalarının duygularını, özgürlüklerini ve fikirlerini hiçe saydığım bazı sahneleri aklımdan geçmesine sebep olduğunda Rab'bin önünde ağladım ve itiraf ettim. Rab o gün kalbimi lütufla temizlediğinde ve ruhumu tarif edilemez bir neşeyle doldurduğunda, ruhsal yolculuğumda bir dönüm noktasına ulaşıldığını biliyordum. Bir köşeyi döndüğümü biliyordum ve asla geri dönmek istemedim.
► Galatyalılar 6:6-8'i okuyun. Şimdi sözlerinizi etrafınızdaki insanların kalplerine ekilen küçük tohumlar olarak düşünün. Eğer her bir söz ya iyi meyve ya da kötü meyve veren bir tohumsa, gelecekte nasıl bir hasat bekliyorsunuz? Birkaç dakikanızı ayırın ve Rab’den sözlerinizi değerlendirmenize yardım etmesini isteyin. Size gösterdiği şeyleri yazın. Cevaplarınız hakkında grubunuzla konuşmaktan çekinmeyin.
Olgunluğumuzu ve İsa'ya benzerliğimizi sadece sözlerimizle değil, düşüncelerimizle de ölçebiliriz. Biz ne düşünüyorsak oyuz, ne üzerinde duruyorsak oyuz! (Süleyman'ın Özdeyişleri 23:7). Aklımızdan geçen her düşünce bizim kim olduğumuzu göstermez; ama üzerinde durmayı seçtiğimiz her düşünce, bizi kontrol etmesine izin verdiğimiz her düşünce kim olduğumuzu gösterir. Martin Luther'in dediği gibi: "Kuşların başınızın üzerinde uçmasını engelleyemezsiniz ama saçınıza yuva yapmalarını engelleyebilirsiniz."
Düşünce Hayatımızın Günlük Yaşama ve İlişkilere Etkisi
Genç bir misyoner olarak Rab'bin kalbime konuşup şöyle dediği günü çok iyi hatırlıyorum: "Oğlum, sen kızgın bir adamsın." Kültürle ilgili bazı hayal kırıklıklarının yanı sıra hizmetteki sorunlarla da uğraşıyordum ve kendimi sevgiden ziyade öfkeyle öğretirken ve yönlendirirken buldum. Sessiz zamanımda bir sabah şu ikna edici sözleri okudum: "Çünkü o, yüreğinde nasıl düşünüyorsa öyledir." Bu sözlerle Kutsal Ruh kalbimi deldi. Ama ben şunu savundum: “Tanrım, ben kızgın bir adam değilim; Ben bir misyonerim! Sanırım Rab'bin buna karşılık şöyle dediğini duydum: "O halde oğlum, sen kızgın bir misyonersin!" Yüksek sesle güldüm! Hiçbir unvanın veya pozisyonun arkasına saklanmama izin vermedi. İtiraf, arınma ve özgürlük getirdi.
Başka birine karşı öfkeli, kırgın düşünceler beslemeye mi başlıyorsunuz? Kaygı ve korkudan mı rahatsızsınız? Bazen kendinize zarar veren gizli düşüncelerle boğuşuyor musunuz? Şehvetli düşünceler yenilgiye uğramanıza mı neden oluyor? Umut var ama kolay olmayacak! İki yüz yılı aşkın bir süre önce John Wesley şöyle öğretmişti: “Ruh ve beden insanı insan yapar; ama Ruh ve disiplin insanı bir Hristiyan yapar.” Şehvetli, olumsuz, kendine zarar veren düşüncelere karşı zafer; lütufla, kişisel disiplin yoluyla gelecektir. Düşünme şeklinizi değiştirebilirsiniz.
Muzaffer bir düşünce hayatı önemlidir çünkü nasıl düşünürsek öyle oluruz. “Eğer olumlu, moral verici, yararlı, sağlıklı düşünceler düşünürsek, sonunda pozitif, moral verici, yaralı, sağlıklı insanlar oluruz. Kasvetli, olumsuz, hastalıklı düşünceler düşünürsek, kasvetli, olumsuz, hastalıklı insanlar oluruz... Düşünceler eylemlere yol açar.”[1]
Düşünce hayatımız söz konusu olduğunda birçok erkeğin karşılaştığı en büyük savaşlardan biri şehvetle olan savaştır. “Şehvet, kasıtlı olarak günahkar, şehvetli düşünceler üzerinde durmaktır. Bunlar, takip edilmesi, yakalanması ve Mesih'e itaat ettirilmesi gereken zihinlerimizin vahşi atlarıdır.”[2] Masum değillerdir ama bağımlılık yapıcı ve yıkıcıdırlar.[3] Onları nasıl yakalarız?
Temiz Düşünce Yaşamı İçin Pratik Disiplinler
(Bu ilkeler, doğru olmayan, olumsuz, eleştirel ve kendimize zarar veren düşüncelere karşı da zafer kazanmamıza yardımcı olabilir.)
(1) Uyanık olun: “Kendine... dikkat et” (1. Timoteos 4:16).
Ayartmanın ne zaman en güçlü olduğunu bilin; günaha karşı en savunmasız olduğunuz zamanı bilin ve hayatınızda güvenlik önlemleri alın. Genç bir pastörken, Charles Spurgeon'un Öğrencilerime Dersler kitabını okuduğumu hatırlıyorum. "Bayılma Nöbetleri" başlıklı bölümlerden birinde ruhani liderlere hizmette başarı, yorgunluk veya çatışma zamanlarının ardından gelen ayartmalara karşı dikkatli olmayı öğretiyordu. Bu benim için sağlam bir tavsiye oldu.
Sevgiye aç olduğumuzda ya da yemeğe aç olduğumuzda; haksız muameleye uğradığımızı hissettiğimizde; kendimizi izole ve yalnız hissettiğimizde; ve zihinsel, ruhsal ve fiziksel olarak yorgun olduğumuzda en savunmasız durumdayızdır. Şeytan en savunmasız anlarımızda bizden faydalanmayı çok sever. 1. Petrus 5:8 bize şunu söylüyor: “Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor.”
(2) Eylemde saflığa bağlı kalın.
Tanrı, Hristiyanlara saf kalmaları için ihtiyaç duydukları tüm lütfu verir. “Çünkü Tanrı'nın bütün insanlara kurtuluş sağlayan lütfu ortaya çıkmıştır. Bu lütuf, tanrısızlığı ve dünyasal arzuları reddedip (“Hayir” deyip) şimdiki çağda sağduyulu, doğru, Tanrı yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor” (Titus 2:11-12).
Lütuf bize özdenetimi öğretir. Hiçbir Hristiyan “Düşüncelerim üzerinde hiçbir kontrolüm yok” diyemez. Tanrı'nın, içimizde yaşayan Kutsal Ruh aracılığıyla yüreklerimizde etkin olan kurtarıcı lütfu, her Hristiyan'ın "Tanrısızlıktan ve dünyevi tutkulardan vazgeçmesini" sağlar. İçinizdeki Kutsal Ruh, özdenetim Ruhu'dur (Galatyalılar 5:23). Tanrı'nın lütfuyla, teslim olmak zorunda değiliz. Buna inanın. Buna an be an güvenin. Davetsiz düşünceleri durdurmaya ve onları gerçek düşüncelerle değiştirmeye çalışın (Filipililer 4:8).
Bedensel düşünceleri neyin uyandırdığını bilin. Başınıza neyin dert olduğunu bilin. Hayatınızdan çıkarın. Onu idam edin! Eğer bu size çok radikal geliyorsa, o zaman bunu benden diye kabul etmeyin; İsa'dan kabul edin. İsa şehvetli düşünceler bağlamında şöyle buyurmuştur: “Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir” (Matta 5:28-29).
Kutsallık konusunda bu kadar ciddi misin? Zihninizi ve Tanrı'ya olan sevginizi korumak için acı verici, rahatsız edici fedakarlıklar yapmaya istekli misiniz? İncil Koleji'nin uzun süredir başkanlığını yapan Dr. Michael Avery, itirafta bulunmak için ofisine gelen genç bir adamın hikayesini anlatıyor. Pornografik web sitelerini ziyaret ediyordu ama çok üzgün olduğunu ve Başkan Avery'den kendisini affetmesini ve saflığından sorumlu tutulmayı istediğini söyledi. Çok samimi, çok kırılmış görünüyordu. Birkaç hafta sonra aynı genç adam aynı itirafla tekrar geldi; ve birkaç hafta sonra yine. Sonunda Başkan Avery genç adamın gözlerinin içine baktı ve onu test etti. “Sanırım saflık istiyorsunuz ama emin değilim. Eğer bilgisayarınız bir daha günah işlemenize neden olursa, onu başkalarına vereceğinize, satacağınıza ya da çekiçle kıracağınıza dair bugün bir taahhütte bulunmaya hazır mısınız?” Genç adam bunu yapmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu çok büyük bir fedakarlık olurdu. Okul için bilgisayara ihtiyacı olduğunu söyledi. "O halde saflık konusunda henüz gerçekten ciddi değilsiniz!" diye Başkan Avery yanıtladı.
Ruhi sevinç peşinde koşarken güvenlik önlemleri almaya ve kendilerini bazı konfor ve rahatlıklardan mahrum etmeye istekli olmayanlar, aslında saflığı istemezler. Eyüp şöyle tanıklık etti: “Gözlerimle bir antlaşma yaptım; o zaman neden genç bir kadına bakayım?” Bu, zafere giden kararlılığın bir kanıtıdır.
Kutsal olmak istiyorsanız ayartmaya neden olan programları izlemeyin, kitap okumayın veya internet sitelerini ziyaret etmeyin. Bedeninize hitap edeceğini bildiğiniz yerlerden ve kişilerden kaçın. Diğer tarafta ne olduğu konusunda ne kadar meraklı olursanız olun, ayartılmaya kapıyı açmayın. Eğer zafer kazanmak istiyorsanız, Yusuf'un yaptığı gibi yapmalı ve ayartanın çağrısından kaçmalısınız. Bunu bir alışkanlık haline getirin!
Pavlus Timoteos'a şunu yazdı: "Gençlik arzularından kaç" (2. Timoteos 2:22). Şehvet aç bir aslana benzer. Pençeli ayağının zihninizin kapısına girmesine izin verme. Zihninin kapısını bir kez açtığında, aslan (şehvet) bir an için iştahı doyuncaya kadar yutar; ve asla tek başına ayrılmaz. Pavlus Timoteos'a eğer gerçekten kutsal olmak istiyorsa şehvetin pençesinden kaçması gerektiğini söylüyor. Tanrı'nın yasakladığı şeyleri rasyonelleştirmemeli, haklı çıkarmamalı, hatta kendini tatmin etmeyi düşünmemelidir.
(3) Tanrı'daki sevincin peşinden koşun: "Temiz yürekle Rab'be yakaranlarla birlikte doğruluğun, imanın, sevginin ve esenliğin ardından koş" (2. Timoteos 2:22).
Benim için sınırları aşan şeylere olan zevkimi kaybetmek için bulduğum en iyi yol, cennetsel, ebedi şeylerin çok daha üstün sevinçlerinin ve zevklerinin tadını çıkarmaktır. Tanrı'nın huzurunda geçirilen bir an, kıyaslandığında günahkar zevklerin sıkıcı görünmesine neden olur. Doğruluğun peşinde koşmadan şehvetten kaçınmak, şehveti hiçbir zaman uzak tutmaz. Muzaffer erkekler ve kadınlar, kalplerini ve zihinlerini Tanrı ile yürüyüşlerini güçlendirecek ve Tanrı'dan aldıkları zevki artıracak şeylerle doldurarak doğruluğun ateşli arayışı içinde olanlardır! Tanrı ile paydaşlığın tadını çıkarırlar, sağlıklı bir yakınlık geliştirirler, iyi kitaplar okurlar, Tanrı tarafından verilen yeteneklerini geliştirip kullanırlar ve Tanrı'nın krallığını inşa ederler. Zihinlerinin boş kalmasına izin vermezler. Boş bir aklın şeytanın oyun alanı olduğunu bilirler!
(4) Her düşünceyi Tanrı Sözüne tutsak edin: “Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değil, kaleleri yıkan tanrısal güce sahip silahlardır. Safsataları, Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyor, her düşünceyi tutsak edip Mesih'e bağımlı kılıyoruz” (2. Korintliler 10:4-5).
Zaferin anahtarı her düşünceyi Tanrı Sözünün kölesi haline getirmektir. Başka bir deyişle, her düşünceyi kutsal yazıların gerçekliğine göre değerlendirin. Stephen Arterburn ve Fred Stoeker, erkeklerin cinsel dürtülerin üstesinden gelmesine yardımcı olacak bir dizi kitap yazdılar. Erkeklere öğrettikleri pratik şeylerden biri de "gözleri sektirmek" dedikleri disiplini öğrenmektir. Başka bir deyişle, yasak meyveden hızla uzaklaşma disiplinini uygulayın (Yaratılış 2:17). Bu güçlü, hayat değiştiren bir disiplin olabilir. Ama aynı zamanda göz sektirme disiplininin, İncil'deki gerçeği sürekli olarak doğrulamak için zihnin eğitilmeden tamamlanmayacağını da söylüyorlar:
"Kendime ait hiçbir hakkım yok."
"Ben bir bedel karşılığında satın alındım."
"Ben Tanrı'nın sevgi kölesiyim."
Fred Stoeker şöyle yazıyor:
Hapishaneden tamamen çıkmak için sadece gözlerinizi sektirmekle yetinemezsiniz... Tanrı Sözü'nün İsa gibi düşünmeye dönüştüren ikinci kapısından bir adım daha atmalısınız....
İsa nasıl düşünürdü? Hakkı olmayan bir kul gibi. Babasının hatırı için doğruluğu sevdi ve kötülükten nefret etti (bkz. İbraniler 1:9); ve bizi bir bedel karşılığında Babası adına satın alabilmek için haklarından vazgeçip bir hizmetçi olmayı seçti.
Artık bir bedel karşılığında satın alındığımıza göre İsa gibi düşünmeliyiz. Artık kendimizin değiliz ve onun dışında hiçbir hakkımız yok.... “Fuhuştan kaçının. .....Kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız; onun için Tanrı'yı bedeninizde yüceltin” (1. Korintliler 6:18-20).
Cinsel saflıkla olan mücadelem sırasında, ben (Fred) bu ayeti özüne kadar damıttım ve sonunda fikrimi tamamen değiştirdim:
“Buna bakmaya ya da bunu düşünmeye hakkınız yok; yetkiniz yok.”
Zihniniz gerçekten bu şekilde düşünerek değiştiğinde, "ayartılmanın ölümü"[4] dediğimiz şeyi deneyimleyeceksiniz.
Temiz bir düşünce yaşamı istiyorsanız, Tanrı, günah, kendiniz ve Tanrı Sözüne itaat etmeyen diğer insanlar hakkındaki tüm evcilleştirilmemiş düşünceleri yakalayın. Gece gündüz Söz üzerinde derin düşünün (Mezmurlar 1:2). Bırakın size Mesih'te kim olduğunuzu ve kime ait olduğunuzu öğretsin. Kutsal yazılara ne kadar doymuş olursanız cinsellik hakkında o kadar doğru düşünürsünüz. Belki tacize maruz kalmışsınızdır. Belki Hristiyan bir erkek olarak bile, günümüz dünyasında alışılmadık bir durum olmayan aynı cinsiyete çekimle mücadele ediyorsunuz. Kendinizi Tanrı Sözü'yle doyurun ve her düşünceyi esir alın.
Erkekler, başkalarını fantezi ya da kişisel tatmin için kullanılacak nesneler olarak değil, Tanrı'nın benzerliğinde yaratılmış, Tanrı tarafından sevilen ve önemsenen, Tanrı tarafından biricik Oğlunu onlar için ölmeye gönderecek kadar değer verilen kişiler olarak düşünmeyi alışkanlık haline getirin. Kutsal Ruh adına, erkekleri ve kadınları, itibarı ve saygıyı hak eden, sonsuz değere sahip kişiler olarak düşünmek üzere kendinizi eğitin. Pavlus, Timoteos'a “genç kadınlara tam bir yürek temizliğiyle kızkardeşinmiş gibi yol göstermeyi” öğretti (1. Timoteos 5:2). Kendinizi bu şekilde düşünmeye alıştırın, Tanrı'nın lütfuyla, değişimi deneyimleyeceksiniz.
(5) İtiraf edin ve sorumlu olun: “Bu nedenle, şifa bulmak için günahlarınızı birbirinize itiraf edin ve birbiriniz için dua edin. Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve etkilidir” (Yakup 5:16).
Düşünce yaşamınızla mücadele ediyorsanız, mütevazı itiraf eyleminde iyileştirici bir güç olduğuna tanıklık edebilirim. Yıkılmışlık dersinde öğrettiğimiz gibi gurur, lütfun önündeki en büyük engeldir. Ama Tanrı kırık ve pişman yüreğe yanıt verir. Bu benim hikayem.
Neredeyse yirmi yıl önce, oğlumuz Jesse (o zamanlar 4 yaşındaydı) göz kanserine yakalandığında, yedi günlük oruç tutmaya karar verdim. Eşim Becky ve ben, belki de inançsızlığımızın Tanrı'nın küçük oğlumuzu iyileştirmesini engellediğinden endişeleniyorduk. Bazı iyi niyetli Hristiyan arkadaşlar bunu ima etmişti. Yüreğimiz acıyordu. Çok sıkıntılıydık. Tek cevabın Tanrı ve O’nun Sözü olduğunu biliyorduk. Onu arayacaktık. Kalplerimiz huzur bulana kadar O'nun iradesini arayacaktık. Bu oruç sırasında Rab benimle (Becky ile de) harika bir şekilde buluştu. Jesse'ye ve ailemize önem verdiğine dair bana güvence verdi. Ve kendi iradesiyle ilgili olarak bize tam bir rahatlık verdi.
Ancak bu oruç sırasında Tanrı beni beklemediğim bir şekilde özgür kıldı. Altıncı akşam çocuklarıma Kutsal Kitaptan bir hikaye okurken, Kutsal Ruh kalbime şimdiye kadar hiç duymadığım kadar net bir şekilde konuştu. Sesi güçlü ve tamamen beklenmedik bir düşünce olarak geldi; yalnızca bir düşünce değil, aynı zamanda özgürlüğe bir davetti: "Hristiyan yaşamınız boyunca zaman zaman sizi rahatsız eden şeyi itiraf ederseniz, sizi özgür bırakacağım." Kime itiraf etmem gerektiğini anında biliyordum. Şaşırdım ve bir an korktum. "Bu konuda konuşamam" diye düşündüm. "Bu aşağılayıcı!" Ama bir sonraki an kalbimin "Evet!" dediğini fark ettim. Bu ses öyle bir sevgiyle gelmişti ki, özgür olmak istiyordum.
Ertesi gün güvendiğim arkadaşımla oturdum ve derinlerde sakladığım, benden ve Tanrı'dan başka kimsenin göremeyeceği her şeyi itiraf ettim. Günah içinde yaşamıyordum; ama kalbimi hiç açmadığım ve başarısızlığımı açığa çıkarmadığım için, üzerimdeki etkisini tamamen kaybetmemişti. Zaman zaman düşüyordum. İtiraf anı benim için iyileşme ve özgürlük sürecinin başladığı andı. Bu andan itibaren itiraf ve hesap verme, Rab'bin bende ruhsal dönüşüm sürecini sürdürmek için kullandığı bir alışkanlık haline geldi. Öğrendiğim tek şey, ayartı sürekli olarak açığa çıkarıldığında etkisini yitirir.
Düşünce yaşamınızla mücadele ediyorsanız, şehvetli düşüncelerle veya başka herhangi bir kirlilik türüyle mücadele ediyorsanız, Ruhla dolu bir arkadaş veya akıl hocası bulmanız için size meydan okuyorum; ihtiyacınızı paylaşın; ve sizin için dua etmelerine izin verin. Ve kendinizi düzenli olarak hesap verebilir kılın. İtiraf ve hesap verebilirlik uygulamasında güç vardır. Ancak diğer uyarıları da unutmayın. Hala dikkatli olmanız, yine kaçmanız, yine "Hayır!" demeniz, yine doğruluğun peşinden gitmeniz ve yine her düşünceyi esir almanız gerekecek.
► Grubunuzdaki iki veya üç kişiden, temiz düşünce yaşamına yönelik hangi pratik disiplinlerin kendilerini en çok etkilediği hakkında konuşmalarını isteyin. Neden?
Keith Drury'den son bir hatırlatma:
Çabalamak zorunda olsanız da, çabalayarak [şehveti] asla tamamen yenemezsiniz. Çalışmanız gerekse de, bu tutunan alışkanlığınızı çok çalışarak asla yenemezsiniz. Aklın bu kötü ruhunu yalnızca İsa bağlayabilir. Bu hırsızları kalbinizin tapınağından uzaklaştırabilecek kişi yalnızca Tanrı'nın Oğlu'dur. Tanrı seni kurtarabilir. Ve eğer izin verirsen yapacaktır.[5]
(1) Bu dersteki materyale dayalı testi cevaplayın.
(2) Bu hafta en az otuz dakikanızı kutsal metinlere yapılan göndermeler de dahil olmak üzere bu dersi gözden geçirerek ve Kutsal Ruh'tan içgörü isteyerek geçirin.
(3) Yaşamınızda yapılması gereken her türlü değişikliği, Rab'bin size açıkladığı şekliyle günlüğünüze kaydedin.
(4) Günlük sessiz zamanınızda en az bir Mezmurlar üzerinde meditasyon yapın ve Mezmurlar yazarının Tanrı'nın doğası ve karakteri hakkında söylediklerini günlüğünüze kaydedin.
(5) Günlüğünüze, bu derse dayanarak ruhsal dönüşüm ve büyüme için kişisel bir dua kaydedin.
(6) Günlük özel dualarınızda Dr. Brown'un Günlük Dua Rehberini kullanarak pratik yapın.
(1) Bu dersteki kişisel disiplinin tanımı nedir?
(2) Kişisel disiplinin bir Hristiyan için önemli olmasının iki nedeni nedir?
(3) Ders 11'de bahsedilen iki kişisel disiplin nelerdir?
(4) Yakup’a göre mükemmel insan kimdir?
(5) Dili kontrol etmek için referanslarla birlikte üç pratik ipucu verin.
(6) Temiz bir düşünce yaşamı için dört pratik öneri söyleyin.
SGC exists to equip rising Christian leaders around the world by providing free, high-quality theological resources. We gladly grant permission for you to print and distribute our courses under these simple guidelines:
All materials remain the copyrighted property of Shepherds Global Classroom. We simply ask that you honor the integrity of the content and mission.
Questions? Reach out to us anytime at info@shepherdsglobal.org
Total
$21.99By submitting your contact info, you agree to receive occasional email updates about this ministry.
Download audio files for offline listening
No audio files are available for this course yet.
Check back soon or visit our audio courses page.
Share this free course with others